Eretna Beyliği

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu ansiklopedi maddesinin biçim olarak Vikipedi standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Bu madde Ocak 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

İlhanlı İmparatorluğu'nun parçalanması sürecinde 1317'de, Ebu Said Bahadır Han'ın başkomutanı Çoban Bey'in oğlu Timurtaş Erzincan Valisi oldu. Timurtaş kentin îlhanlı yönetiminden hoşnut olmasını sağlamak amacı ile birçok girişimde bulunduğu sırada, babası ile kardeşinin Ebu Said Bahadır Han'ın emriyle öldürüldüğünü öğrendi ve kendi hükümdarına karşı ayaklandı. Timurtaş, Erzincan'da bulunan îlhanlılar'ın önemli adamlarından biri olan Balto'nun, Melikşah ve Sultanşah adlı oğullarmı öldürdükten sonra Mısır Memlukleri'ne sığındı. Timurtaş'tan sora Erzincan'ın yönetimi 1335 yılında Alaeddin Eretna adlı komutana geçti. Böylece, yörede daha sonra Erzincan üzerinde de egemenlik kuran Eretna Beyliği'nin temelleri atılmış oluyordu.

Ancak, Celayiroğulları ile Çobanoğulları'nm Erzincan üzerindeki bağımlılık taleplerini, gerek savaş ve gerekse diplomatik yollarla çözümleyerek; Amasya, Tokat, Sinop, Çorum ve Sivas'ı da içine alan bölgede büyümesini sürdürdü. Başkenti Kayseri olan Eretna Beyliği'ni kurmayı başardı. Adaletli ve iyi bir hükümdar olan Alaeddin Eretna'nın 1352 yılında ölmesi ile, tahta çıkan oğlu Gıyaseddin Mehmed'in, Vezir Hoca Ali'nin güdümünde kalacağım gören Eretna Bey'in kardeşi ve Erzincan Valisi Burak Bey, bu duruma büyük bir tepki göstererek bağımsız bir Erzincan Beyliği kurdu. Çok kısa süreli olan bu beylik daha sora Ahi Ayna yönetimine geçti. 1362'ye kadar 12 yıl süren bu beylik tam bağımsız olarak kalmış, Gürcüler'den Ahalsıh, Samsıh ve Azgur kentlerini alarak, 1360 yılında Trabzon'a da bir sefer düzenleyebilmişti.

MUTAHHARTEN VE ERZİNCAN BEYLİĞİ

Eretna Beyliği, Hükümdar Alaeddin Ali'nin dirayetsiz yönetimiyle dağılma sürecine girmiş, bağımlı kent beylikleri merkezden kopmaya başlamışlardı. Erzincan'ın Eretna Emiri Pir Hüseyin'in 1379'da ölmesiyle kentin yönetimi Uygur kökenli bir Türk olan Mutahharten'in ele geçirmiş ve bağımsızlığını ilan etmişti. Bu bağımsızlık hareketinde Akkoyunlular'ın desteğini alması, Eretnalılar'ın karşı girişimlerini sonuçsuz bıraktı. Mutahharten daha da ileri giderek, zayıf Eretna yönetiminin güçlü adamı Kadı Burhaneddin'i tasfîye etmeyi hedefledi. Ancak Eretna Beyi Alaeddin Ali'nin ölümü üzerine, yönetimi eline geçiren Kadı Burhaneddin Ahmed, diğer güçlü bir karakter ve hükümdar olarak Mutahharten'in karşısına dikilmiş, onun en korktuğu düşmanı haline gelmiştir. Orta Çağ Türk tarihinin en ilginç hükümdarlarından biri olan Mutahharten'in siyasi yaşamı ve eylemleri hakkında yazılmış makale ve kitaplar bulunmaktadır. Erzincan Beyliği'ni güçlendirmek, büyük hükümdarlar ve istilacılar karşısında kişisel varlığını ve beyliğini ayakta tutabilmek için gösterdiği olağanüstü çabaların herbiri, hırsı, güç çatışmalan, güçlüden yana olma açmazları ve serüvenlerle doludur.

Mutahharten, Kadı Burhanettin'in tasfîyesi için komşu emirlikler ve Akkoyunlular'm desteği ile iki kez Sivas'ı kuşattıysa da başarılı olamadığı gibi, Kadı Burhanettin'in karşı saldırıları karşısında da çok güç durumlarda kaldı. Herşeye rağmen, Kemah, îspir, Erzurum, Tercan'ı da egemenliğinde bulunduran Trabzon Rum Krallığı'ndan bağımlılık vergisi alabilen Şebinkarahisar üzerinde söz sahibi olan güçlü bir beylik olarak varlığını sürdürmekteydi. 1387 yılından itibaren Timur adımn Anadolu'da duyulmaya başlaması, Mutahharten ve Beyliği için çok sıkıntılı yıllann habercisi oldu. Öte yandan Akkoyunlulaı^la iyi ilişkiler kuramaması, Karakoyunlular'la yandaş olması, Kadı Burhanettin'in Akkoyunlular'la barışmasına neden olmuştu. Yaklaşmakta olan Timur tehlikesine karşı dayanışma içinde olması gereken bu beylikler arasında savaş ve çatışmalar eksik olmuyordu. Sonuçta, 1398 yılında Kadı Burhanettin, beklenmedik bir şekilde en zayıf düşmanı olan Kara Yölük Osman'a tutsak düştü ve başkenti Sivas'ın surları önünde dramatik bir biçimde öldürüldü.

Erzincan Beyliği için diğer bir tehlike de, Konya, Larende, Develi ve Aksaray'ı alarak Karaman Beyliği'ne bir süre son veren, Kadı Burhanettin'in öldürülmesinden yararlanarak, Sivas, Tokat, Kayseri ve Kırşehir kentlerini alarak, yıldırım hızıyla Erzincan sınırlarına yöneldi. Osmanlı Sultanı I. Bayezid idi.

14. yüzyıl sonlannın en güçlü iki hükümdarı Timur ile Bayezid arasında sıkışıp kalan Mutahharten, öncelikle daha güçlü ve tehlikeli gördüğü Timur'un yandaşı olmuş, onun Anadolu'ya yaptığı öncü seferlere katılmıştı. Ancak Yıldınm Bayezid'in, Erzincan ve Erzurum'un kendisine bağlanması ve vergi verilmesini istemesi karşısında Bayezid'e de bağlılığını sundu. Ancak Timur'un Sivas'ı almasına yardımcı olduğunu bilen ve ona güvenmeyen Bayezid, Erzincan'ı ve Kemah'ı ele geçirerek, Erzincanlılar'ın isteği üzerine, Mutahharten'in, kendisine bağlı olmak kaydıyla hükümdarhğını tanıdı. Buna rağmen Mutahharten, Timur ile olan ilişkisini sürdürmüş ve Timur'un, Bayezid'den Kemah kalesini Mutahharten'e vermesini sağlayacak girişimlerdi bulunmuştu. Timur, diğer Anadolu beyliklerinin de yasal hükümdarlarına geri verilmesini Bayezid'den istiyordu.

Böylece başlayan gerginlik, karşılıklı küçümseyici mektuplar, inatlaşmalar ve Bayezid'in kışkırtıcı tavırları ardından savaş kaçınılmaz hale geldi. Timur, bütün hırsıyla batıya yönelmiş, 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı'nda Osmanlı ordusu yenilmiş, Yıldınm Bayezid tutsak edilmişti. Mutahharten de hemen sonra 1403 yılında öldü.