Kinaye

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu ansiklopedi maddesinin biçim olarak Vikipedi standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Bu madde Mart 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

KİNÂYE Sözlükte Bir fikri kapalı, dolaylı olarak anlatan söz”, üstü örtülü, dokunaklı söz” şeklinde tarif edilir. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır. Bir sözcüğü gerçek anlamının dışında benzetme amacı gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı anlamda kullanma. Bu kullanışta sözün gerçek anlamı da kasdedilmiş olabilir. Başka bir deyişle gerçeği mecaz yoluyla dolaylı olarak anlatmaktır. Deyimlerin çoğu mecazlı anlamlarıyla kullanıldıkları için kinayeli sözlerdir. Ali Nihad Tarlan: Sağ elinde göstermek istemediği bir şey bulunan bir adamın sağ kulağını sol eliyle göstermesine benzetir.

Kinayenin Öğeleri: Meknibih:Kinayenin lafzı Meknianh:Kinayenin delâlet ettiği mana A.Mana Yönüyle Kinayeler Altı Çeşittir: 1.Öğücü Kinayeler 2.Ayıplayıcı Kinayeler. 3.Çirkini Güzel Gösteren, Kabalığı Hafifleten Kinayeler. 4.Çok Vasıtalı Kinayeler. 5.Az Vasıtalı Kinayeler. 6.Vasıtası ve Gizliliği Az Kinayeler.

B.Kasd Yönüyle Kinayeler: 1.Müfred Kinayeler: Kasdedilen mana sadece bir tane ise. 2.Mürekkeb Kinayeler:Birden çok mana kasdedilmişse. 3.Gizli Kinayeler:Kasdı zor anlaşılan kinayeler. 4.Açık Kinayeler:Kasdı kolay anlaşılan kinayeler. 5.Nisbet Kasdıyla Yapılan Kinayeler:


Ben toprak oldum yoluna Sen aşurı gözetirsün Şu karşıma göğüs geren Taş bağırlı dağlar mısın Yunus

Ger kara taşı kızıl kan ile rengîn itsen Rengi tağyîr bolur la’l-I Bedahşân olmaz Fuzulî

Gâfil geçürme fursatı kim bâğ-ı âlemin Gül devri gibi devleti nâ-pâydârdur Bâkî

Anberle misk zülfüne öykünmüş ola mı Şol kendüzünü görmüş iki yüzlü karalar Hayalî

Hân-I ihsânına ermez elimiz ol şâhın Nimet-I vaslına bî-hûde hemân diş bileriz Rûhî

Ayağı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın Zevk ü şevk ile verir cân u seri döne döne Necatî

Leb-I la’line sanman hat gelip hüsn ü bahâ gitti Bana bir âşık olsa demeden ağzında tüy bitti Cemalî

Teşne cânım kan yudar la’line karşu eylemez Gamzen okundan hazer benzer susadı kanına Şeyhî

Bırakdı yok hesabına felek ben zâr u bîmârı Hele gâhî gelir yoklar gam-I dil-dâr var olsun Bâkî

Bâkî yine mey içmeğe and içdi demişler Dîvâne midir bâde dururken içe andı Bâkî

Gönlüm gibi ey nâme gidip yârda kaldın Baş üzre yerin var ham-I destârda kaldın Nâilî

Öğme şarâbı zemm edip afyonu sâkiyâ Açtırma ehl-I keyfe kutunun kapağını Fennî

Erbâb-I ye’s gerçi tehî-kîsedür velî Ehl-I ümîdden hele râhat degül midür Nâbî

Kalmazdı böğrümüzde nedâmetle destimiz Bir kulp takmasa size ey mey-keşân sebû Sâbit

Sevip ol goncayı ağyâra hezâr olmayalım Âlemin bir gül için çeşmine hâr olmayalım E.Vâsıf