Kategori tartışma:Sosyoloji
Vikipedi, özgür ansiklopedi
[değiştir] İlerleme Hakkında Bir Deneme
Her dönemde aynı yeteneklere, aynı zekaya, aynı düşünme kapasitesine sahip insanlar yaratılmıştır.İlk çağdaki ağaçların boyları ile bugün yetişen ağaçların boyları arasında gözle görülür farkların olmadığı muhakkaktır.Aynı şekilde geçmişte var olmuş insanların boyları, kiloları ile bugün var olan insanların boyları, kiloları arasında da belirgin farklar yoktur.Ama gözle görülür bir değişiklik bariz bir şekilde karşımızda durmaktadır.İnsanların ve doğanın yapısı değişmez iken sürekli değişmekte ve gelişmekte olan bir unsur vardır ki; oda bilgidir.Deneylere yada derin rasyonel çıkarımlar yapmaya gerek kalmaksızın bu değişimi basit bir akıl yürütmeyle gözlemlemek mümkündür.İnsanlar geçmişte on saatte aldıkları yolu bugün insan bilgisi sayesinde on dk.da hatta daha kısa zamanda kat edebilmektedir.Bu düşünce doğrultusunda bir çok örnek vermek mümkündür. İnsan aklını farklı kılan en önemli unsurlardan biride;insanlığın bilgisinin birikimli olarak ilerlemesidir sanırım.Bu birikimli ilerlemenin insanlığa bir çok pratik faydalar sağladığı muhakkaktır.Doğanın bize sundukları sürekli sabit kalırken, insanlığın zihnindeki bilgi ilerleyişinin devamlılığı dikkate değer bir unsurdur.Burada dikkat çekilmesi gereken bir diğer unsurda bu bilgi ilerleyişinin ne kadarı insanlığın yaşamında kullanılmış olmasıdır.Tüm ilerlemeciler bu birikimli olarak gelişen bilginin insanlığa mutlak bir huzur vereceğini ön görmüşler, bunun yanında bu ilerlemenin son durağını çağdaşlaşan ve modernleşen batı toplumu olarak ilan etmişlerdir.Onlara göre son durak o kadar huzurlu olacaktır ki tüm insanlar eşitlik ve barış halinde huzur dolu yaşayacaktır.Önemli bir ayrıntıda bu son durağın çağdaş Avrupa olduğu görüşüdür.Avrupa’nın dışında kalan diğer toplumlar ise bir beş-on durak geride bulunan ve ne zaman geleceği bilinmeyen hümanizm adındaki taşıtı beklemekte bu taşıta binmek için sıra oluşturmak zorunda olduklarını hissetmekte yada hissetmek zorunda kalmaktadırlar. Maalesef ki ilerlemecilerin bu yolculuğu, 19yy da yerini ütopyalara bırakmış ve ideal toplumlar senaryosu çizilmeye başlanmıştır.Aslında bu ütopyalar İlerlemeci görüşün, ilerlemecilerin elinde patlayacağının bir çağrısı niteliğindedir.Başka bir değişle sistematik bir biçimde ortaya konulan ilerlemecilik fikri ve son durak diye belirlenen çağdaş Avrupa, yerini gerçekleşmesi olanaksız olan ve kitaplarda bilimsel dayanağı olmayan ‘mutlu şehirler’ adındaki hikayelere bırakmıştır.20yy’ın ilk çeyreğinde yaşanan kaoslarla da ütopyaların haberciliğini yaptığı düşünceler doğrulanmış, ilerlemecilerin son durak diye belirlediği çağdaş Avrupa toplumunun yerini sömürgeci ‘çağdaş, laik ,demokratik’ anlayışa sahip toplumlar almıştır.Gariptir ki bizim ilerlemecilerin ön gördüğü toplumda çağdaş Avrupa idi şimdiki mevcut olan toplumda çağdaş Avrupa adında karşımızda durmaktadır.Meğer ilerlemecilerin son durağını bizim bildiğimiz modern sömürgeci çağdaş batı toplumları oluşturmaktaymış. Ne kadar acıdır ki bir paragraf öncesinde belirttiğimiz son duraktan, beş-on durak öncesinde bekleyen toplumlar, hümanizm taşıtını hala aynı durakta, aynı sırayla aynı heyecanla ve aynı sabırla beklemektedirler.Keşke birçok toplumu son durağa götürmesi beklenen bir hümanizm taşıtının olmadığı, tüm olumsuz koşullara rağmen inatla hala aynı yerde beklemenin gereksiz olduğu ve bir son durağın olmadığı onlara söylenebilseydi. Değişmeyen doğada sürekli ilerleyen bir bilginin olduğu barizdir.Ama unutulmaması gereken en önemli unsur ilerlemenin hangi yolda olduğunun sorgulanması gereğidir.