Hristiyanlık
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Hristiyanlık |
![]() |
Hristiyanlık Tarihi |
Hristiyan Teolojisi |
Hristiyan Kutsal Metinleri |
Hristiyan Mezhepleri Hristiyan Akımlar |
Hristiyanlık, (İsa'nın adından İsevilik, İsa'nın doğum yerine atfen Nasranilik de denir) Ortadoğu kökenli, tektanrılı din. Hristiyanlık dinine inananlara Hristiyan denir. Hristiyanlar Kutsal Kitap'a (Eski ve Yeni Anlaşma) inanırlar. Hristiyanlık, Yahudiliğin devamı olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Kutsal Kitap'ın ilk kısmı (Eski Anlaşma), Yahudilerin Kutsal Kitap'ı ile aynıdır. Hristiyanlar, İsa'nın Mesih olduğunu kabul ederler. İslam dinine göre, Hristiyanlık, Semavi Dinler'den biridir.
Konu başlıkları |
[değiştir] Kelime Anlamı
Hıristiyan sözcüğü, İbranicedeki "maşiah" dan kaynaklanmaktadır. "yağ sürülmüş, yağla kutsanmış" demektir. Bu kelitmenin Türkçe ve Arapça'daki karşılığı "mesih"tir. İsrail kralları ve yüksek rahipleri, yeni görevlerinin simgesi olarak yağla kutsanırlardı. Tevrat'ın birçok yerinde bu işlemin yapıldığına dair ayetler vardır. Geniş anlamıyla bu unvan "Tanrının bir görev vermek üzere seçmiş olduğu" kişileri de kapsıyordu. Eski Anlaşma'nın "Yeşaya" kitabında Yahudileri sürgünden kurtaran Pers kralı Kiros'a da bu ünvanla hitap edildiği görülür.
Türkçede kullanılan Hristiyan sözcüğü "maşia"nın Yunanca'daki karşılığından türemiştir. Anlamı da aynıdır. "Üzerine yağ sürülmüş" demektir. Özgün Yunanca karşılığı "Hristos" olan sözcükten "khristianos" sözcüğü türemiş ve Türkçe'ye "Hristiyan" şeklini alarak geçmiştir. Bu sözcük ilk kez MS 40'lı yıllarda Antakya'da telaffuz edilmiştir (Bkz. Saint Pierre Kilisesi). "Hristiyan", "Mesih'in yandaşı", "Mesih'e bağlı" anlamına gelir.
[değiştir] Hıristiyan İnanışı
Hıristiyanların neye inandığı şu şekilde özetlenebilir:
"Tanrı insanları iyi amaçlarla yaratmıştı, bütün insanların kendisiyle birlikte Aden Bahçesi'nde mutlu ve esenlik içinde yaşamasını istiyordu. Her türlü olumsuzluktan, kötülükten uzak olan kutsal Tanrı insanların da böyle yaşayarak onu yüceltmesini istiyordu.
"Ancak insanlar günah işleyerek ona başkaldırdı. Yeryüzünde günah işlemeyen kimse yoktur. Çünkü herkes şu ya da bu biçimde Tanrı'nın hoşuna gitmeyecek sözler söylemekte, eylemleri gerçekleştirmekte ya da aklından olumsuz düşünceleri geçirmektedir. Bunların hepsi günahtır. İnsanlar günah işledikleri için Tanrı'dan uzaklaştılar. Giderek daha çok mutsuzluk, yalnızlık ve çözümsüzlük içinde yaşamaya başladılar. Günahın bedelini ödüyorlardı. Tanrı adil olduğu için günahları yargılamak durumundadır ve günahın cezası ölümdür. Ölüm, insanın yaşamın tek kaynağı olan Tanrı'dan ayrı, uzak kalması demektir.
"Ancak Tanrı insanları sevdiği için onları ölümden kurtarabilmek için bir yol bulmak istedi. Ve kendisinden bir öz olan İsa'yı dünyaya yolladı. "Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun" (Yuhanna 3:16)."
"İsa Mesih bir insan olarak bu dünyaya geldi. Bir bebek olarak doğdu, gençliğini yaşadı ve her zaman Tanrı'nın arzusuna göre davrandı. Hiç günah işlemedi. Konuşmalarında bu dünyadaki insanları kurtarmaya geldiğini vurguluyordu. Sonunda çarmıhta ölerek bu kurtarma eylemini gerçekleştirdi. Bütün insanların günahı için İsa çarmıhta öldü. İşledikleri günahlar, suçlardan dolayı insanların almaları gereken cezayı İsa üstlendi. Artık hiç kimse günahlarından dolayı acı çekmek, baskı görmek, ölmek zorunda değildir. çünkü İsa çarmıhta bütün dünyanın uğruna öldü.
"İsa'yı bir mezara koydular. üçüncü gün ölümden dirildi. Böylece İsa'nın sağladığı kurtuluşun gerçek olduğu kanıtlandı. İsa dirildiğine göre ona inanan herkese sahip olduğu sonsuz yaşamı verebilir."
"İncil'de şöyle yazar: "İsa'nın Rab olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı'nın onu ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen kurtulacaksın (Romalılar 10:9)." Bu ayetin anlamı şudur: Eğer İsa'nın sizin günahlarınız için öldüğüne ve size sonsuz yaşam vermek üzere ölümden dirildiğine inanıyorsanız ve İsa'yı yaşamınızın efendisi, her şeyin üzerindeki en üstün yetkili olarak kabul ederseniz onun sağladığı kurtuluşa kavuşabilirsiniz."
"İsa yakında tekrar gelerek yeryüzünde yaşayan halkına sağladığı kurtuluşu her yönüyle gerçekleştirecektir. Bu nedenle Hristiyanlar İsa'nın bütün buyruklarına uyarak yaşar ve onun tekrar gelişini dört gözle beklerler."
Hristiyanlar inançlarınının özetini anlatabilmek, kısaca açıklayabilmek için çeşitli iman ikrarları, iman açıklamaları, inanç açıklamaları, ilmihaller, katekizmler kullanırlar.
En eski ve kısa olan iman açıklaması, Elçilerin İman Açıklaması şu şekildedir (Orijinal Latince'den çevirisi);
İnanırım :
Bir Tanrı'ya her şeye gücü yeten Baba'ya,
gök ile yeryüzünü yaratana
ve İsa Mesih'e, onun biricik Oğluna,
bizim efendimize.
Kutsal Ruh'tan beden alarak,
bakire Meryem'den doğduğuna,
Pontuslu Pilatus zamanında azap çektiğine,
Çarmuha gerilerek ölüp gömüldüğüne,
Limbos'a indiğine,
üçüncü gün ölülerden dirildiğine,
göğe çıktığına, gücü herşeye yeten
Baba Tanrı'nın sağında oturduğuna,
oradan gelip dirilerle ölüleri yargılayacağına,
inanırım.
Kutsal Ruh'un varlığına,
Kutsal Evrensel Kiliseye,(*)
Kutsalların birliğine,
günahların bağışlanmasına
bedenin dirilmesine
ve sonsuz yaşama.
Amin.
İNANIYORUM;
Kutsal Ruh’a,
kutsal evrensel kiliseye,
kutsalların paydaşlığına,
günahların affına,
ölülerin dirilişine
ve sonsuz yaşama.
AMİN.
[değiştir] Çarmıh Teolojisi
Kutsal Kitap’a göre insan daha günaha düşmeden önce Eden bahçesinde "iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı" veya "yaşam ağacı" vardı, Tevrat, bu ağacın "meyvesinden" yendikten sonra Adem ile Havva'ya "utanma duygusu" oluştuğunu ve üzerlerinin örtüldüğünü bildirir, hristiyanlara, özellikle katolik ve ortodokslara göre sembolik olan bu anlatım insanın bir şekilde günaha düşüp başka yaratıklar haline gelmesini ifade etmektedir.
Adem ile Havva'nın günahı nedeniyle doğalarını değiştirecek bir süreç meydana gelmiştir, dünyadaki insanlar da onların soyundan oldukları için doğaları günaha yatkındır.
Hristiyanlara göre Tanrı'nın yapamayacağı şeyler vardır, doğasına aykırı olan davranışlarda bulunamaz; yalan söyleyemez,günahları keyfi bir şekilde affedemez çünkü bu onun sonsuz adaletinden vazgeçmesi anlamına gelir.
Hristiyanlara göre Tanrı "keyfiyen" hareket edemez çünkü o sonsuz adalet ve sonsuz merhamet sahibidir.
Tanrı doğal olarak sonsuz adalet sahibi olduğu için insanı en ufak bir düşüncesinde dahi yargılaması gerekir.İnsan da günaha yatkın olduğundan bu düşünceleri davranışları kendisi ne kadar isterse istesin engelleyememektedir çünkü doğası günaha yatkındır.İncil'de Pavlus bu düşünceyi şöyle açıklamaktadır:
Rom 7:14 Yasa'nın ruhsal olduğunu biliriz. Ben ise bedenselim,günaha köle gibi satılmışım.
Rom 7:15 Ne yaptığımı anlamıyorum. Çünkü istediğim şeyi yapmıyorum; nefret ettiğim ne ise, onu yapıyorum.
Rom 7:16 Ama istemediğim şeyi yaparsam, Yasa'nın iyi olduğunu kabul etmiş olurum.
Rom 7:17 O halde bunu artık ben değil, içimde yaşayan günah yapıyor.
Rom 7:18 İçimde, yani doğal benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum. İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yoktur
Rom 7:19 İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum
Rom 7:20 İstemediğim şeyi yapıyorsam, bunu yapan artık ben değil, içimde yaşayan günahtır.
Rom 7:21 Bundan şu kuralı çıkarıyorum: ben iyi olanı yapmak isterken, içimde hep kötülük vardır.
Rom 7:22 İç varlığımda Tanrı'nın Yasasından zevk alıyorum.
Rom 7:23 Ama bedenimin üyelerinde başka bir yasa görüyorum. Bu da aklımın onayladığı yasaya karşı savaşıyor ve beni bedenimin üyelerindeki günah yasasına tutsak ediyor.
Rom 7:24 Ne zavallı insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak?
Tanrı sonsuz adalet sahibi olduğu gibi sonsuz merhamet sahibidir ve bu ikisinin çelişmesi olanaksızdır
Tanrı eğer sonsuz merhametini kullanıp günahları keyfiyen affetmeye kalkarsa bu durum Tanrı'nın sonsuz adaleti kavramıyla çelişir bu nedenle "keyfiyet" mümkün değildir. Bu bir mahkemenin bir sanığı yargılarken "oğlum pişman mısın?" "pişmanım" "öyleyse affettim hadi git" demesine benzer, hristiyanlara göre bu "adaletli" bir yaklaşım değildir.
Tanrı günahlara karşı sonsuz adaletini göstermeye kalksa insanoğlunu kesinlikle çok şiddetli biçimde cezalandırması gerekir insanoğlunun tam saf kutsal Tanrı karşısında günahlı olduğu kabul edilir, yaptığı en ufak bir hata karşısında, Tanrı'nın sonsuz adaleti olduğu için, insanları cezalandırması gerekir insanoğlu da bu şekilde gün yüzü görmez.
Hristiyanlara göre "saf olmak", yüreğinde, düşüncelerinde, eylemlerinde ve daha pek çok alanda hiçbir kötülüğü,ahlaksızlığı,fesatlığı barındırmamak ve Tanrı'nın kutsal kurallarına %100 itaat etmek anlamına gelmektedir.Bugün insanların bu gücü yoktur çünkü dünyanın bugün en iyi insanı bile bir kırıntı kadar olsa da, hayatında en az bir kere, ufacık bir fesatlık düşünmüştür, ufacık bir kötülük düşünmüştür ya da bir bayana şehvet gözüyle bakmıştır. Sonuç olarak bir insan hayatında ufacık kötülük yapmasa bile ki bu bile mümkün değildir, bu sayılan olguları bir defa "düşünmesi" dahi onun saflığını kaybetmesine neden olur.
Hristiyanlara göre yapılan iyi işler de aslında kesinlikle insanların saf olduğunu göstermemektedir çünkü bu iyi işleri yaparken de akıldan çok ufak da olsa çıkarcılık veya menfaatçilik ya da kötü düşünce geçmektedir.
Bu durum Eski Ahitte (tevrat) şöyle anlatılır...
İşaya 64:6 "Hepimiz murdar olana benzedik, bütün doğru işlerimiz kirli adet bezi gibi. Yaprak gibi soluyoruz, Suçlarımız rüzgar gibi sürükleyip götürüyor bizi"
İşte hristiyanlara göre çarmıh olayının gerçekleşmesi ile "Tanrı'nın sonsuz merhameti" de devreye girmiştir.
Bir yanda Tanrı'nın sonsuz adaleti, diğer yanda Tanrı'nın sonsuz merhameti ikisi de birbiriyle çelişmemeli ve çelişemez...
Hristiyanlara göre bu durumda yine Tanrı'nın "bir şeyler" yapması gerekmektedir, bu nedenle sonsuz merhametini göstermiş ve İsa Mesih'i dünyaya yollamıştır.
Yu 3:16 "Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun."
Hristiyanlara göre üzerimizdeki haklı olan Tanrı yargısını kaldırmak adına İsa Mesih insanlar için öldü...
Bu durum, gerçekten suçlu olan kendi kızını yargılamak zorunda olan yargıç örneğine benzer, yargıç kızını çok sevmektedir ama "merhamet" ve "adalet" kavramları da çatışamaz; yargıç, kızına "affettim seni git hadi" derse "adalet", ağır bir şekilde cezaya çarptırırsa da "merhamet" kavramları yok olacaktır, mantıksal olarak tek çıkar yol yargıçın kızını ağır bir şekilde para cezasına çarptırması ve daha sonra bu parayı kendisi ödemesidir.
İşte çarmıh konusunun mantığı da, hristiyanlara göre bu şekildedir.Tanrı'nın haklı yargısını, İsa'nın ölümü ortadan kaldırmıştır.
Tanrı'nın adaleti, İsa'nın ölümüdür, Tanrı'nın merhameti de İsa'nın dünyaya gelmesidir.Bu şekilde "sonsuz adalet" ve "sonsuz merhamet" kavramları çelişmemiştir.
Hristiyanlar, günahlara neyin tam olarak kefaret sayılacağının Tevrat'ta açıklandığına inanırlar:
Levililer 17:11 "Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Ben onu size sunakta kendinizi günahtan bağışlatmanız için verdim. Kan yaşam karşılığı günah bağışlatır"
Tevrat'ta günahları bağışlatma yöntemleri "geçici olarak Tanrı'nın gazabından kaçınmak" anlamını ifade eder.Yani tevbe edilmesi pişman olunması ve sunak sunulması "Tanrı'nın bir azabından kaçınmak,geçici olarak özel bir cezanın iptal olması" anlamlarını taşımaktadır.
Bu teolojinin yanında İsa'nın ölmesini gerektirecek bir konu daha olduğu söylenebilir
İnsanın işlediği her günah düşündüğü her günah ya da iman etmemesi Tanrı'yı reddetmesi Tanrı'nın onurunu kırar.İsa Mesih bütün "onur kırıcılığı" ve "utancı" da üzerine almıştır.En utanç verici bir şekilde işkence görmüş, kul özüyle insan ruhunun yaşayabileceği her şekilde acı çekmiştir, Tanrı'nın sonsuz merhameti bu şekilde gerçekleşmiştir.
Kutsal Kitap literatüründe Tevrat'tan gelen bir gelenek olduğuna inanılır,bu, "kurbanın herhangi bir kusuru olmaması gerekliliği"dir.İslamda da kurban bayramında bir koç keserken koçun sağlıklı ve kusursuz olmasına dikkat edilir.
Hristiyanlara göre İsa'nın ölümünün bir "değeri" olması için onun tam saf bir insan olması gerekir ancak Kutsal kitabın beyanına göre insan günahlıdır, yeryüzündeki hiç kimse tamamen saf değildir,olamaz da...İnsanoğlu tamamen saf olamaz, bu onun doğasına aykırıdır.Tam ve saf kutsal olan biri varsa o da Tanrı'dır.
"Ölümün değeri" olması için kurbanın tamamen saf olması gerekir...
İnsanoğlu da saf olamayacağına göre Tanrı'nın sözü İsa'ya, yani bir insan bedenine yüklenmiş hipostatik birleşme yoluyla İsa Mesih dünyaya gelmiştir, hristiyanlara göre o %100 insan ve %100 Tanrı'dır."Tanrı" olması gerekmektedir çünkü Tanrı'dan başka kimse saf değildir, aynı zamanda insan olması gerekir çünkü Tanrı'nın adaletini yerine getirmek için kurban olmalıydı.
Bu nedenle İsa, İncil'de sürekli "bende günah olmadığını bilirsiniz" der.Ayrıca yine İsa İncil'de "Canımı benden kimse alamaz ben onu kendiliğimden veririm" demiştir...
[değiştir] Hıristiyanlığın tahrif edildiğine dair iddialar
Bazı Müslüman yazarlar ve Hristiyanlığı bırakmış olan yazarlar (Rahip Dan Barker, Tom Harpur, Timothy Freke, Arthur Weighall gibi), Hristiyanlığın Yunan paganizminden etkilendiğini iddia etmektedir. Onlara göre Hristiyanlık, Museviliğin Yunanlılaştırılmış, putperest dinine dönüştürülmüş halidir. [kaynak belirtilmeli]
İncil'in içinde pek çok pagan öğesi bulunmaktadır. İsa'dan önce de ölen ve dirilen pagan Tanrıları vardı. Grekoromen etkisinde büyümüş hristiyanlık da bu grekoromen pagan dinlerinin devamı niteliğindedir. Grekoromen kültürün hıristiyanlığı etkilediğine kanıt olarak Yeni Ahit'in İsa'nın konuştuğu dil olan Aramice değil, Yunanca yazılmış olması da gösterilmektedir.
İsa’nın "Tanrı oğlu" yahut "Tanrı'nın özünden Tanrı" olması, İsa'nın kanıyla günahlardan/suçlardan arınma fikri (İbraniler 13:12, Romalılar 3:25-26, vs.), İsa'nın ölüp dirilmesi, şeytana karşı savaşıp zafer kazanması ve daha pek çok öğe, Grekoromen pagan dinlerinin ayrıca bunlara bağlı mistik gizem kültlerinin etkileri sonucudur. [kaynak belirtilmeli]
Hristiyanlığı doğrudan etkileyen Yunan tanrılarından birinin Dionisos olduğu iddia edilmektedir. Diyonizos Greklerde "şarap Tanrısı" idi. Buna kanıt olarak Dionisos'un da İsa'nın da geleneğe göre 25 Aralık'ta doğmuş olması gösterilmektedir. [kaynak belirtilmeli]
Yeni Ahit'te eski Yunan - pagan etkilerinin, gizem kültlerinin en çok görüldüğü bölümlerin "Yuhanna İncili" ve Pavlus’un mektupları olduğu iddia edilmektedir. Bu bölümleri paganlıktan Hristiyanlığa dönmüş kişilerin yazdığını tahmin edenler vardır. [kaynak belirtilmeli]
Yuhanna İncili'nde paganizmden kaynaklanan pek çok "mistik" ve "gizem" anlatımları bulunduğu öne sürülmektedir. Örneğin: İsa onlara şöyle dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, insanoğlunun bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz. Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim. Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir. Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda. (Yuhanna 6:53-56)
Bu ayetlerin kaynağı olarak Eski Yunanlıların pagan Dionisos ve Attis kültü gösterilmektedir. Bu kültteki bir ayinde, Dionisosçular sembolik olarak (hatta bazen bir hayvanı kurban ederek onun etini sembolleştirip) Dionysos'un etini yiyip kanını içiyorlardı. Bu sembolik ayin ile Diyonizos'un ruhuyla birleştiklerine, ölümsüz olduklarına, arınıp yeniden doğduklarına inanıyorlardı. (Prof. Barry Powell'in belirttiği gibi) [kaynak belirtilmeli]
Bugün kiliselerde yapılan ayinlerin bu eski pagan kültüne dayandığı iddia edilmektedir. Özellikle katolik ve ortodoks kiliselerinde ekmek bölünür, İsa'nın eti ya da bedeni denilerek yenir. Kırmızı şarabın, gerçekten İsa'nın kanına dönüştüğüne inanılır "İsa'nın kanı" diyerek içilir. Yuhanna İncili'nin yazarının Paganların bu ayinini, İsa'ya uyarladığı öne sürülmektedir.
Buna karşılık, şarap ve ekmek (üzüm ve buğgay) tipik Akdeniz iklimi ürünleri olduğu ve İsa'nın döneminde de son derece yaygın oldukları için, yine aynı yöredeki başka kültürlerle ortak sembol olmaları doğal karşılanabilir.
Jung'a göre, bu ayin bir tür kurban ayinidir. Hz. İsa, kendisini kurban etmektedir ve kurbanın adandığı kişi de yine kendisidir. Bu bir tür birleşimi sembolize eder. Tanrı, eril ve dişil, yersel ve göksel unsurları kendi bütünlüğünde toplamaktadır (Jung, C.G., Transformation Symbolism in the Mass, Ark Paperbacks, Londra 1993, s 117). Dolayısıyla bu ayin pagan ayinlerinin ötesinde bir anlam içermektedir.
İsa'nın üçüncü gün ölümden dirilmesinin de Dionisos kültürüyle ilgili olduğunu savlayanlar vardır. Dionisos ile ilgili hikayelerin çoğunda Diyonizos ölür, gömülür ve sonra ölümden dirilir. Hatta Dionisos'un ölümden dirilmesi bu pagan dininin taraftarlarınca her yıl kutlanıyordu. [kaynak belirtilmeli]
Ayrıca Eski Yunan dinlerinde MÖ 400 yılından itibaren "pharmakos" kavramı önem kazandı. Pharmakos "günah keçisi" anlamına gelir. Dionysos'da kutsal "pharmakos" idi. Yani aynı İsa gibi kaderinde acı çekmek ve insanların iyiliği için ölmek vardı. İnsanların günahlarını kanıyla affettiriyordu. [kaynak belirtilmeli]
Hristiyanlığın bir diğer pagan kaynağının ise Mitracılık olduğu iddia edilmektedir. Bu da Dionysos kültü gibi bir gizem kültü idi. Pek çok bilim adamı ve yazar Mitraizmin Hıristiyanlığı doğrudan etkilediğini söylemektedir. [kaynak belirtilmeli]
Roma Mitrası'nın da Hristiyan İsa'sı ile benzeşen pek çok yönü olduğu öne sürülmektedir. Mitracılığın Roma versiyonunda Mitra ölüp dirilir, kendini insanlık uğruna feda eder. [kaynak belirtilmeli]
Ayrıca, pagan dinleriyle Hristiyanlık arasında bağlantı kurmaya çalışan kişiler, haç ve balık sembollerinin, Hristiyan kültüründeki süslemelerin pagan kökenli olmasına da değinirler. [kaynak belirtilmeli]
Ancak bu tür benzerliklere başka dinler arasında da rastlanmaktadır. Örneğin, pagan (putperest) dönemde Arapların bir Ay Tanrıçası olduğu, camilerde bol miktarda görülen ay sembollerinin bu tanrıçaya dayandığını iddia edenler de vardır. [1]
Hıristiyanlığın tahrif edildiğini savunan bazı kişiler, Hristiyanlığın kurucusunun Aziz Pavlus olduğunu iddia etmektedirler. Bunların en ünlülerinden biri Tevrat uzmanı ilahiyatçı Prof. Hyam Maccoby'dir. [kaynak belirtilmeli]
Pavlus Yunan felsefesine hakimdi, Yunan kültürünü çok iyi biliyordu. Pavlus'un Hıristiyanlığa "Tanrı'nın oğlu", "çarmıhta ölerek günahlara kefaret olma", "İsa'nın kanıyla yıkanıp aklanma" gibi öğretileri eklediği iddia edilmektedir.
Bazı Müslüman yazarlar, Pavlus'tan önce ve onun döneminde, İslam inançlarını paylaşan Hristiyanlar olduğunu iddia ederler. İncil'de de bunu destekleyen ayetler bulmak mümkündür. Örneğin Pavlus, kendisinin tanıttığından "farklı bir İsa Mesih" tanıtan elçilerin olduğundan bahseder ve pek çok ayette onları lanetler. (Gal 1:9)
2Ko 11:4 "Çünkü size gelen ve bizim tanıttığımızdan değişik bir İsa'yı tanıtanları pekâlâ hoş görüyorsunuz. Ayrıca, aldığınız ruhtan farklı bir ruhu ve kabul ettiğinizden farklı bir müjdeyi kabul ederek bunları hoş görüyorsunuz.
2Ko 11:5 Bu sözüm ona üstün elçilerden hiç de aşağı olduğumu sanmıyorum!
2Ko 11:6 Acemi bir konuşmacı olabilirim, ama bilgide acemi değilim. Bunu size her durumda her bakımdan açıkça gösterdik.
2Ko 11:7 Sizin yücelmeniz için kendimi alçaltarak Tanrı'nın müjdesini size karşılıksız bildirmekle günah mı işledim?
2Ko 11:8 Size hizmet etmek için yardım aldığım başka toplulukları âdeta soydum.
2Ko 11:9 Aranızdayken ihtiyacım olduğu halde hiçbirinize yük olmadım. Çünkü Makedonya'dan gelen kardeşler eksiklerimi tamamladılar. Size yük olmamaya hep özen gösterdim, bundan böyle de özen göstereceğim.
2Ko 11:10 Mesih'in gerçeği bende olduğu kadar kesinlikle diyebilirim ki, Ahaya ilinde hiç kimse beni böyle övünmekten alıkoyamaz.
2Ko 11:11 Neden mi? Sizi sevmediğimden mi? Tanrı bilir ki, sizi seviyorum.
2Ko 11:12 Övündükleri konuda bize eşit sayılmak isteyen fırsatçılara fırsat vermemek için, yaptığımı yapmaya devam edeceğim.
2Ko 11:13 Bu tür adamlar sahte elçiler, aldatıcı işçiler, kendilerine Mesih'in elçisi süsü verenlerdir.
2Ko 11:14 Bu şaşılacak şey değildir. şeytan bile kendisine ışık meleği süsü verir."
[değiştir] Göz At
[değiştir] Kaynaklar
- http://www.tektonics.org/
- http://www.christian-thinktank.com
- Hıristiyanlık İnancının Temelleri
- Hıristiyanlığın 3 Temel Öğretişi
- Elçilerin İman Açıklaması
- İsevilik'ten Hristiyanlığa, T.Şimşek, Ekim yay. İst, 2005
- http://www.meryemana.net/merye/tr/dualar/go.php?f=1052308132