Hoşgörü

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu ansiklopedi maddesinin biçim olarak Vikipedi standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Bu madde Temmuz 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Tolerance, müsamaha, tahammül, katlanma, görmezden gelme, göz yumma, yüklenme. Latince tolerare fiilinden tolerance hoşgörü, izin verme, aldırmama, iyi karşılama, katlanma anlamlarına geliyor. Britannica tanımı: Başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma. Katlanma güçlülük veya güçsüzlügün ifadesi olabilir. Gözyumma daha büyük bir kötülüğü önleme kaygısı olabilir. aldırmama ilglisizlik demektir. Müsamaha, kendi görüşümüzün haksız olabileceği ihtimalini içerir ve aykırı gibi görünen şeyin dar açımızı genişletebileceği üzerinde durur. Hoşgörü, saygılıl bir duruştur, monotonluğu önler, fanatizme geçit vermez. Mirabeau hoşgörü karşıtı olarak onu zorbaca bulur, gerçekte hoşgörüye yetkili bir otoritenin varlığı düşünce hürriyeti için bir tehlikedir, çünkü göz yumabildiğine göre, ezebilir de, der. Tarihi gelişmede kavram din alanında, başka din ve mezheplere karşı bir tutumu tanımlamak için ortaya çıktı. İlk zamanlar taviz ile gelişti, ortaçağda katlanma olarak ve laik çağda yeni anlamıyla demokrasi içinde. Tek bir demokratik hoşgörü tanımı yoktur, toplumda topluma değişir. Geleneksel kökler etkileyicidir. Yönetimler özellikle Şark'ta hoşgörülü olmak bir yana soysuz, baskıcı, zalim olabilir. Düşünce hürriyetinin ancak kağıt üzerinde kaldığı görülebilir. Siyasal hoşgörü dah ziyade sınıf çatışmaları, renk, dil ,din ,mezhep ayrılıklarında önemlidir. Hoşgörüden demokrasi, hoşlanma, birarada yaşama, barış ve kardeşlik doğar. Hoşgörüsüzlük ise yıkım ve savaştır. Batı demokrasilerinin temel kavramıdır hoşgörü, karşıt kavramını, yani hoşgörüsüzlüğe bile katlanabilir, her tür görüş ve düşünüşün ortaya çıkması, tartışılmasına izin verir ama demokrasiyi ortadan kaldırma aşamasında bazı görüşlere katlanamaz, bazı şiddet eğilimleri gibi terör gibi oluşumlara izin veremez. Hoşgörülü bir görüş muhalefette ise her şeyi hoşgöremez, despota despot demek zorundadır mesela. Hoşgörülü olmakla, kavramları yanlış tanımlamak, şeylerin doğruluğunu değiştirmek, manipüle etmek, bu anlamda aldırmazlık hoşgörü değildir. Hiçbir demokrasi, totaliter veya teokratik görüşlere sonuna kadar katlanarak bindiği dalı kesmez. Demokratik görünerek düzeni yıkma amacı güden görüşler şiddite başvurmadıkça hoşgörülür. Onların aşırılığı demokrasinin kendine güvenini zedelemez. Ancak insanlık tarihi sürgit hoşgörü ortamı yaşamamış, mutlaka her düzende bir karışıklık çıkmıştır. Elbette hiçbir insan gerçeğin bütününü göremez, farklı görüşler her zaman olacaktır. Ama hiçbir demokrasi, kendi felsefesi, değerler sistemi, yaşama kültürüne tamamen aykırı ideallere göz yummayacaktır. Demek ki her hoşgörünün bir sınırı vardır, mutlak manada hoşgörü olamaz. Tartışmanın olmadığı, herkesin birbirine tıpatıp benzediği toplumlarda hoşgörü zaten yoktur. Kavram en fazla din, ahlak, siyaset, ekonomi gibi çağdaş pratiklerde çıkmış ve inanç, kesin inanç, otorite, itaat gibi yapılarda ciddileşmiş, şiddete yönelmiştir.

Kaynaklar: Hüseyin Batuhan, Batı'da Tolerans Fikninin Gelişmesi I, Anıl Y. İst.1959.; Demokrasi ve Tolerans, İst.1961.