Halifeliğin Kaldırılması
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu madde 6 Kasım 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
|
Siyasal devrimler |
Saltanatın Kaldırılması |
Toplumsal devrimler |
Kadın-Erkek Eşitliği |
Eğitim ve kültür alanındaki devrimler |
Öğretimin Birleştirilmesi |
Ekonomik devrimler |
Aşarın Kaldırılması |
Hukuksal devrimler |
Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924), son olarak Osmanlı Hanedanı elinde bulunan halifelik sıfatının, Türkiye Cumhuriyeti tarafından kaldırılması olayıdır.
Saltanatın kaldırılmasından ve VI. Mehmet'in (Padişah Vahdettin) İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan güç alan Abdülmecit Efendi de, yeniden törenler düzenlemeye, demeçler vermeye, bazı İslam ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üstüne, İslam dünyası'nın önderi tavrı takınmaya başlamıştı.
Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı. 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı Hanedanına verilecek ödenek konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'te kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için hanedan üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi.
[değiştir] TBMM'nin Doğuşu
1920 yılı. Müdafaai Hukuk teşkilatlarından gelen 115 mebusla meclis 23 Nisan'da açıldı. Kürsüde Kuran. Duvarda işlerinizde meşveret edinizayeti.
Zafer kazanılmış ama Mustafa Kemal'in aklında rejim ne olacak sorusu var? Kürsüden konuşurken ilk mesajları veriyor: 'Günün birinde hilafet ve saltanat makamı her türlü esaret kaydından baskı ve ikrahtan kurtularak tamamen hür olursa yani padişahımız kendini milletin kucağında gördüğü gün, o makamların vaziyetini gene meclisiniz kanunlarla tayin eder..'
Hilafet yürürlükte kalsın saltanat kaldırılsın demeye başlayanlara karşı Mustafa Kemal, hilafet kalırsa bir gün saltanatın dirilme ihtimalinin olduğunu söyleyecekti.
3 martta Şeriye ve Evkaf vekillikleri, Erkanı Harbiye Umumiye Vekaleti kaldırılıp, Halife hal edildi, Şeyh Saffet ve arkadaşları, TBMM'nin uhrevi ve dünyevi bütün yetkileri topladığını açıkladılar. Hanedan yurtdışına çıkarıldı. Vahdettin zaten İngiliz gemisiyle kaçmıştı.
Herkes halife esaretten kurtarılacak, belki de meşrutiyet sürecek sanıyor. Cumhuriyet düşüncesi sadece Mustafa Kemal'de var, ancak Mustafa Kemal uygun zamanı bekliyor, kolay değil, meclisin çoğunluğu hoca ve asker, üstelik hilafetçi. Bu sırada hocalar Asrı Saadet'ten bahsederler, Mustafa Kemal günlerce İslam tarihi okur ve sonuçta bir hadisle meseleye girmeye başlar. Hadis, benden sonra halifelik 30 yıldır der.
Mustafa Kemal sivildir,önce meclisi açar: 23 Nisan'da, cuma namazından sonra. Lihyei Saadet ve Sancakı Şerif taşınarak. Kurbanlar ve dualarla. (Aydemir, Tek Adam)
1923 meclisinde iki grup vardır. Cumhuriyetçiler ve hilafetçiler. İki grup birbirine girer. Lozan sebebiyle. Ali Şükrü cinayete kurban gider. Katili Topal Osman'dır, yakalanır ve öldürülür.
26 Ekimde Kazım Karabekir 1. ordu müfettişliğinden istifa eder, 30 Ekimde Ali Fuat da 2. ordu müfettişliğinden. Gazi'ye göre bunlar komplocudur. Onlara göreyse Gazi'nin amacı diktötörlüktür. Devrimciler birbiriyle mücadeleye başlar. Mustafa Kemal muhaliflerin orduyu ele geçirip darbe yapmalarının önünü keser, mebusluk için asker olmamak şartını getirir, mecliste mesus general kalmaz, ordu da siyasetten arındırılmış olur.
Meclisin 1 Kasım'daki açılışında Kazım Karabekir ve Ali Fuad paşalar bulunmaz. Onlar 17 Kasımda TCF'yi kuracaklardır.
Osmanlı Halifeliği
Halifeliğin birleştiriciliği yoktu, ne son yüzyılda ne Emeviler zamanında.
Tarihte birkaç yerde birden hilafet görülmüştü. Osmanlı'nın hilafetini bazı devletler tanımamıştı. Halifenin padişah olması teokratik bir yapıya yol açıyordu. Hilafetle İslam birliği kurulamamıştı. 1926'daki hilafet toplantısına katılan 12 İslam ülkesi arasında Türkiye yoktu. Zaten sonuç alınmadı.
20.yy.da bağımsızlığını kazanıp cumhuriyete geçen tek laik ülke Türkiye oldu. Diğer İslam ülkelerinde krallıklar, milliyetçi sosyalist baas rejimleri, despotluklar vardı.
Halifelik Osmanlı'da gereksiz bir kılıftı. Milli mücadeleden sonra rejimde iki başlılık olamazdı.Saltanat ve hilafet kaldırılmasa zaferin bir anlamı kalmayacaktı. Üstelik kurtuluş savaşçıları için hain, katli vacip fetvası vermiş İstanbul, zaferden sonra zafere sahip çıkmaya kalkışınca Mustafa Kemal bu işi kesin bitirmeye karar verdi. 27 Ekim 1922'de Lozan'a hem İstanbul hem Ankara hükümetlerinin çağırılması, artık hanedanlığın tarihe karışması gerektiğini gösteren son hamleydi. Mustafa Kemal 'bu müşterek davet keyfiyeti şahsi saltanatın lağvı meselesini kati olarak neticelendirdi' der. (Aydemir, Tek Adam, c.3)
Ulema hala direniyordu. Saltanatla hilafetin yapışık ikizler olduğunu söylüyorlardı. Mustafa Kemal ihtimal bazı kafalar kesilecektir dedi. Sonuçta saltanat kaldırıldı, halkın tek teemsilcisi TBMM oldu. İstanbul hükümetinin 16 mart 1920'de tarihe karıştığı kabul edildi. 4 Kasımda İstanbul kabinesi dağıldı, Vahdettin 16 kasımda kaçtı. Saltanat halledildikten sonra şimdi sıra halifedeydi. Meclisin seçtiği Abdülmecit Efendi'nin tutarsızlıkları, muhalefetin Mustafa Kemal'i safdışı etmek istemeleriyle bu iş de kısa zamanda bitirildi.
Yavuz Selim, halifeliği kılıç zoruyla almıştı, meclis ise seçimle halifeliği canlandırmak istemişti, ancak bu kurumun artık işlevini yitirdiği anlaşıldı.
[değiştir] Kaynaklar:
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Remzi Y. 1965-71. 3 cilt.