Derviş
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu madde Nisan 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.
(Bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi.)
Farsça bir kelime olmakla birlikte bütün müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibariyle "muhtaç, yoksul ve dilenci" anlamlarına gelirse de, geniş bir coğrafyada uzun süre kullanılması sebebiyle değişik mânâlar kazanmıştır. Kelime Eski Farsça'da (Avesta) drigôş, deryôş ve drigu; Orta Farsça'da (Pehlevîce) driyôş; Yeni Farsça'da derviş şeklinde kullanılmıştır. (Dervişân da derviş kelimesinin çoğuludur.)
Derviş kelimesinin hangi kökten geldiği kesin olarak bilinmediğinden bu konuda birçok görüş ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre kelime "kapı önü" anlamına gelen der-pîşten gelmiştir. Sık sık kapıların önlerinde göründükleri için dilencilere bu ad verilmiştir. Diğer bir görüşe göre "asılmak" anlamındaki der-âvîhten masdarının şimdiki zaman kökü olan der-âviz kelimesinden elde edilmiştir. Kapılara asıldıkları (âvîzede ez-der), kapıları tuttukları için dilencilere derviş denilmiştir. Başka bir görüşe göre ise, kelimenin aslı, "aramak ve dilenmek" anlamındaki der-yûzîden masdarının şimdiki zaman kökü olan der-yûzdür.
Ancak dilencilikle ilgili olan yukarıdaki mânâları sûfîlere yakıştırmak istemeyenler, bu kelimeyi "inci gibi" anlamına gelen dür-vîş şeklinde telaffuz etmeyi tercih etmişlerdir.
Derviş kelimesinin köküyle ilgili görüşler birtakım yakıştırmalar ihtiva etmekle birlikte, kelimenin eskiden beri "yoksul ve dilenci" anlamında kullanılmış olduğu kesindir. Bugün de kapı (der) ile ilgili bulunan deryüze ve deryüzegî kelimeleri, Farsça'da "dilenci" ve "dilencilik" anlamında kullanılmaktadır.
Derviş ve dervişî kelimeleri, erken bir dönemden itibaren zâhidi ve zühdü, sûfiyi ve tasavvufu ifade etmek üzere Arapça'daki fakîr ve fakr kelimelerinin yerine kullanılmıştır, zamanla daha farklı ve daha geniş bir muhteva kazanmıştır. İlk zâhid ve sûfilerin fakra ve fakire büyük değer verdikleri, Ebû Nasr es-Serrâc, Muhammed ibn-i İbrâhim el-Kelâbâzî, Hàce Abdullah Herevî, Ebû Tâlib el-Mekkî ve Abdülkerim el-Kuşeyrî gibi sûfi müelliflerin, eserlerinde bu konuya bir bölüm ayırıp önemini ifade etmelerinden anlaşılmaktadır.
Kaynak: Dervişân Dergisi
[değiştir] Türk Dervişleri
Prof. Dr. Ömer Lütfi BARKAN'ın Kolonizatör Türk Dervişleri İsimli Makalesi