Atasözü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
![]() |
Bu sayfada devam eden bir çalışma vardır.
Dilerseniz, siz de yardım edebilirsiniz:
|
Üzerinde 7 günden fazla değişiklik yapılmayan sayfalardan kaldırılmalıdır. |
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlere atasözü denir. "Sav" ve "darb-ı mesel" de denir.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce inanç ve kültür yapısını yansıtır. Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Yani atasözleri anonimdir. Bu sözler topluma mâl olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isiteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Ataözleri, halkın yalnızca ortak duygu ve düşüncelerini değil ortal dil zevkini de yansıtır.
Konu başlıkları |
[değiştir] Türkçe'de Atasözü
Türkçe'de atasözleri biçim ve anlam özelliklerine göre şu şekilde sınıflandırılır:
[değiştir] Biçim Özellikleri
Atasözleri, biçim yönünden diğer yazı türlerine göre farklı özellikler gösterir. Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır. Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir. Atasözlerinde biçim özellikleri şu başlıklar altında toplanabilir:
[değiştir] Atasözlerinde Kalıplaşma
Atasözleri bir toplumun ortak kullandığı kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle herhangi bir kimse, atasözlerindeki sözcükleri ya da sözcüklerin sırasını değiştiremez. Örneğin "Dikensiz gül olmaz." atasözü "Gül dikensiz olmaz" şeklinde söylenemez. "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" atasözündeki "kaz" kelimesi yerine "ördek" veya "horoz" denmez. Bunun nedeni, atasözlerinin bir kişinin değil, bütün toplumun ortak malı olması ve o toplumun düşünce ve dil zevkini yansıtmasıdır. [1]
Ancak, bazı atasözleri tarihsel süreç içinde değişikliğe uğramıştır. Örnek: "Ayağını yorganına göre köskıl." → "Ayağını yorganına göre uzat." Bu atasözündeki "köskıl" kelimesinin yerine günümüzde "uzat" kelimesi kullanılmaktadır. Tarih boyunca dilde ve kültürde oluşan değişmeler atasözlerine de yansımıştır.[2]
Kalıplaşmanın bir istisnası da bir atasözünün farklı bölgelerde değişik şekillerde söylenmesidir.
Örnek: Mum dibine ışık vermez. → "Çıra dibi karanlık olur"
Örnek: Er ekmeği er kursağında kalmaz. → Er lokması er kursağında kalmaz.
Örneklerdeki gibi bazı atasözlerinde hem sözcüklerin sırası hem de sözcükler değişebilmektedir. Ancak, bu değişiklik kişiden kişiye değil bölgeden bölgeyedir. Bu durum, atasözlerinin tarihsel süreç içinde ve farklı bölgelerde değişikliğe uğrayabildiğini gösterir.[3]
[değiştir] Cümle Türlerine Göre Atasözleri
Türkçe'de bulunan bütün cümle türlerine atasözlerinde de rastlanır. Atasözleri kısa ve özlü sözler olduğu için genelde bir-iki cümleden oluşur. Daha uzun cümlelerden oluşan Türk atasözlerinin sayısı azdır. Atasözlerinde kullanılan cümle türleri şu şekilde sıralanabilir:
[değiştir] Yalın Cümle
Atasözlerinin çoğu yalın cümle biçimindedir. İçinde sadece bir yargı bulunan atasözleri genellikle yalın cümleler biçiminde anlatılır.
Örnek: Ağaç kökünden yıkılır. / Aç köpek fırın duvarını deler. / Vakit nakittir.
[değiştir] Birleşik Cümle
İçinde iki yargı bulunan atasözleri genelde birleşik cümle biçiminde kurulur.
Örnek: Dağ ne kadar yüce olsa, yol üstünden aşar. / Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil mi? / Elin ağzı torba değil ki büzesin.
[değiştir] Sıralı Cümle
İçinde iki ya da ikiden daha çok yargı bulunan atasözleri sıralı cümle türünde kurulur. Sıralı cümlelerin bağımlı ve bağımsız olmak üzere iki türü vardır. Atasözlerinde hem bağımlı hem de bağımsız sıralı cümleler görülür. Ancak, atasözlerinde kısa ve özlü anlatım tercih edildiğinden sıralı cümlelerle kurulan atasözlerinin sayısı oldukça azdır.
Örnek: Dost ile ye, iç, alışveriş etme. / At olur meydan olmaz, meydan olur at olmaz. / Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
[değiştir] Devrik Cümle
Atasözlerinde şiirsel bir anlatıma özen gösterildiğinden pek çok atasözü devrik cümlelerle kurulmuştur.
Örnek: Gülme komşuna, gelir başına. / Besle kargayı, oysun gözünü. / Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne.
[değiştir] Ad Cümleleriyle Kurulan Atasözleri
- Ad cümleleriyle kurulan atasözlerimde yüklem ad ya da ad soylu sözcüklerden oluşur.
Örnek: Almak kolay, ödemek güçtür. / Akıl için yol birdir. / İki el bir baş içindir.
- Ad cümleleriyle kurulan atasözlerinde var, yok sözcükleri ek eylem alarak yüklem olur.
Örnek: Kalpten kalbe yol vardır. / Ölümen öte köye köy yoktur.
- Ad cümleleriyle kurulan atasözlerinin çoğunda ek eylem -dır söylenmez. Bu durumda genellikle herhangi bir anlam kaybı söz konusu olmaz.
Örnek: Can cümleden aziz. / Hizmetçi kırarsa şuç, hanım kırarsa kaza.
[değiştir] Eylem Cümleleriyle Kurulan Atasözleri
- Eylem cümleleriyle kurulan atasözlerinde yüklem eylem olur. Eylem cümlesiyle kurulan atasözlerinin sayısı ad cümlesiyle kurulanlara nazaran daha çoktur.
Örnek: Can boğazdan gelir. / Zorla güzellik olmaz. / İki at bir kazığa bağlanmaz.
- Bazı atasözlerinde eylem söylenmez. Anlam kendiliğinden ortaya çıkar.
Örnek: Ata arpa, yiğide pilav. / Bakarsan bağ, bakmazsan dağ.
[değiştir] Ek Eylemle Kurulan Atasözleri
Bazı atasözleri ek eylemle kurulurlar.
Örnek: Akıl için yol birdir. / Yiğidin malı meydandadır.
[değiştir] Atasözlerinde Kipler
Atasözleri, uzun tarihî bir süreçte oluştuğu ve çağlar boyu geçerli olduğu için genellikle geniş zaman kipiyle kurulmuştur. Doğrudan öğüt veren atasözlerinde emir kipinin kullanıldığı görülmektedir. yküleme ya da rivayet biçiminde söylenen atasözlerinde belirsiz geçmiş zaman kipinin kullanıldığı görülür. Belirli geçmiş zaman ve şimdiki zaman kipleriyle kurulmuş atasözü sayısı oldukça azdır. [4]
- Geniş Zaman Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır kazan geç kaynar. / Bir başa bir göz yeter. / Boş çuval ayakta durmaz.
- Belirsiz Geçmiş Zaman Fiiliyle Kurulmuş Atasözleri: İnsanoğlu çiğ süt emmiş. / Yaş yetmiş, iş bitmiş. / Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış.
- Soru Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Akıl olmayınca ne yapsın sakal? / Tok ne bilir aç hâlinden? / Her sakallıyı baban mı sanırsın?
- İstek Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır git ki yol alasın. / Sabah ola, hayır ola. / Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana.
- Emir Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Baş kes, yaş kesme. / Önce düşün, sonra söyle. / Bin bilsen de bir bilene danış.
[değiştir] Atasözlerinin Anlam Özellikleri
Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütüm insanlığın yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duyguşar evrenseldir. Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü kültürel değerleri de yansıtır. Örneğin "Gözden ırak olan, gönülden ırak olur", "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur", "Vakit nakittir" gibi atasözleri evrenseldir. Bunlara benzer atasözlerini bütün dilerde bulmak mümkündür. "Osmanlı, tavşanı araba ile avlar", "Türk'ün aklı aldadır" gibi atasözleri ise ulusaldır. Bunlara benzeyen atasözleri bir ulusun kültürünü yansıtır.[5]
Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir. Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçe'de pek çok atasözü vardır. Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya'nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir. Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür.[6]
[değiştir] Atasözlerinde Anlam Aktarması ve Somutlaştırma
Atasözlerinin çoğunda sözcükler kendi anlamlarında kullanılmaz. Cümleler kurulurken genelde konular somutlaştırılır. Kısa ve özlü bir anlatımla konu daha güzel, etkili ve çarpıcı biçimde sunulur. Genellikle sözcükler benzetme, örnekleme yoluyla başka anlamlarda kullanılarak anlatıma şiirsel bir güzellik katılır.[7] Bazı atasözlerinin dizeler ve beyitler biçiminde oluşu, halkın atasözlerinde şiirsel anlatıma verdiği önemi gösterir.[8]
Örnekler:
"Sakla samanı, gelir zamanı" atasözünde saman sözcüğü gerçek anlamında kullanılmamıştır. Bu atasözünde, en değersiz şeylerin bile saklandığı zaman günün birinde işe yarayabileceği belirtilmektedir.
"Yuvayı dişi kuş yapar" atasözünde ev düzeni ile ilgilenen kadın, yuvayı yapan dişi kuşa benzetilmiştir. Dolayısıyla dişi kuş sözcük öbeği kadın sözcüğünün yerine kullanılmıştır.
"Koyun can derdinde, kasap et derdinde" atasözünde koyun sözcüğü büyük sıkıntılar içinde çırpınan insanı, kasap sözcüğü bu insanın düştüğü kötü durumdan yararlanmak isteyen ya da yalnızca kendi çıkarını düşünen kimseleri temsil etmektedir.
"Aç köpek fırın duvarını deler" atasözünde aç bir insanın neler yapabileceği etkili biçimde anlatılmaktadır.
[değiştir] Konularına Göre Atasözleri
Atasözlerini birkaç konuyla sınırlandırmak mümkün değildir. İnsan yaşamında yer alan doğum, ölüm, evlilik, arkadaşlık, dostluk, düşmanlık, hırsızlık, gelin, kaynana, ana-baba vb. dahil herşey atasözlerinin konularını oluşturur.
Ataszölerinin genel konusu yaşamın temel kuralları ve toplumda uyulması gereken temel ilkelerdir. Bu kural ve ilkelere uymayan kimselerin zarar görürdüklerine inanılır. Atasözleri başarılı, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için insanlara genel uyarılarda bulunur; verdikleri öğütlerle yaşamın temel kural ve ilkelerinin bilinmesine yardımcı olurlar.
[değiştir] Birbirleriyle Çelişkili Atasözleri
Evrendeki herşeyin zıddıyla varolduğu olgusu atasözlerine de yansımıştır. Olumlu öğütlerin yanısıra, yalnızca çıkara yönelik olumsuz öğütler veren atasözleri de vardır. "Devletin malı deniz, yemeyen keriz" atasözü bunun örneklerinden birisidir.
Çelişkili atasözleri, ayrıca, toplumda ayrı düşünen grupları ve bu gruplar arasındaki ayrılıkları/çelşkileri ortaya koymaktadır.
Örnekler:
- "Biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar" atasözü kişileri yoksul kimselere yardım etmeye teşvik ederken "Aç yanından kaç" atasözü bunun tersini öğütlemektedir.
- "Derdini söylemeyen derman bulamaz" atasözü kişileri derterini dostlarıyla paylaşmaya teşvik ederken "Sırrını verme dostuna o da söyler dostuna" atasözü bunun aksini savunmaktadır.
- Her koyun kendi bacağından asılır. / Kurunun yanında yaş da yanar.
- İyi insan lafının üstüne gelirmiş. / İti an çomağı hazırla.
- Taşıma suyla değirmen dönmez. / Damlaya damlaya göl olur.
- Zorla güzellik olmaz. / Zora dağ dayanmaz.
[değiştir] Atasözleri ve Deyimler
Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak olan ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır. Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır. Genellikle bu ortak özelliklerinden dolayı atasözleri ve deyimler birbirine karıştırılır. Oysa her ikisini birbirinden ayıran bazı önemli özellikler vardır:[9]
Deyimler bir anlatım biçimidir. Bir kavramı
[değiştir] Kaynakça
- ↑ Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Ömer Asım Aksoy,1995,İnkılâp Yayınevi
- ↑ Türker Acaroğlu, Dünya Atasözleri,2002, Kaya Yayınları
- ↑ Türkçe Dilbilgisi, Mehmet Hengirmen,2005,Engin Yayınevi
- ↑ Türkçe'de Ekler ve Kökler,Gövdeler;Yusuf Çötüksöken;1991;Cem Yayınevi
- ↑ Türkçe Dilbilgisi, Mehmet Hengirmen,2005,Engin Yayınevi
- ↑ Türker Acaroğlu, Dünya Atasözleri,2002, Kaya Yayınları
- ↑ Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Ömer Asım Aksoy,1995,İnkılâp Yayınevi
- ↑ Türkçe Dilbilgisi, Mehmet Hengirmen,2005,Engin Yayınevi
- ↑ Dil,Diller ve Dilcilik; Agop Dilâçar, 1982, TDK