Mehter

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Mehter, dünyanın en eski askeri bandosudur.

Çalgılar, çevgen, kös, nakkare, davul, zurna ve zil bulunur. Yeniçeri ocağının bir parçasıydı. Bu ocak kaldırılınca kapatıldı sonra yeniden açıldı. Günümüzde en ünlüleri fatih ve eyüp mehteran bölükleridir. 13yy. ilk kez yazılı kaynakta Mehter adı geçiyor.

Osmanlı Devleti’nde; hazerde (sulhde) askeri ruhu canlı tutmak, seferde askerin cesaretini arttırıp düşmana korku vermek için kurulan askeri mızıka teşkilatıdır. Mehter kelimesi pek ulu manasına olup çoğulu mehterandır. Bütün İslam devletlerinde hükümdarlık alametlerinden biri ola tabihane (mehterhane) Omsalı Devleti’ne Türkiye Selçuklu Devleti’nden geçti. Selçuklu sultanı üçüncü Alaeddin Keykubat, Osman Gazi’ye 1299’da beylik alameti olarak sancak ile beraber davul vs. de göndermişti. Omsalı Devleti’nin istiklalinin başlangıcı da kabul edilen bu tarihten itibaren nevbet vurulurken (çalınırken) Fatih Sultan Mehmed Han’a kadar bütün padişahlar, Selçuklu hükümdarına hürmeten ayağa kalkarlardı. Fatih Sultan Mehmed Han “iki yüzyıl evvel vefat etmiş bir padişaha ayağa kalmak lüzumsuzdur” diyerek, mehter çalınırken ayağa kalkma adetini kaldırdı.

Mehter takımı her gün padişahın bulunduğu yerde; yani padişah seferde ise çadırın önünde, değilse saraydaki muayyen yerinde ikindi namazsından sonra nevbet vururdu. Bundan başka yatsı namazından sonra üç fasıl mehter çalınıp padişaha dua edilir, sabaha karşı divan halkını namaza kaldırmak için yeniden nevbet vurulurdu. Ayrıca, Yedikule, Eyyub, Kasımpaşa, Galata, Tophane, Beşiktaş, Anadoluhisarı, Üsküdar ve Kızkulesi’nde aynı saatlerde mehterhane çalınırdı. Buralarda vazife gören mehterlerin mevcudu bin kadardı. Devlet merkezinin dışındaki kalelerde de muayyen vakitlerde mehterhane çalardı. Ayrıca sadrazamların, derya kaptanlarının, vezirlerin, beylerbeylerin mehter takımları bulunurdu. Bihassa sefer zamanlarında askeri çoşturmak ve düşmanın maneviyatını bozmak hususunda mehterlerin büyük hizmeti ve faydası görüldü.

Hükümdara mahsus mehterhane on iki katlı, yani her aletten on iki tane çalınırdı. Diğerleri ise, çalındığı yerin seviyesine göre yedi katlı veya dokuz katlı olurdu. Padişah sefere giderse, mehter takımı iki misline çıkarılırdı. Kösler yalnız padişahların mehterhanelerinde bulunur, sadrazam ve sair vezirlere ait mehterlerde bulunmazdı. Hükümdar sefere gittiği zaman, padişah mehterhanesi saltanat sancaklarının altında durup çalınırdı. Sefer esnasında önce padişahın, yoksa serdarın mehterhanesi ve sonra üç tuğlu paşaların yani vezirlerin, daha sonra ikişer tuğluların (beylerbeylerinin) mehterhanelerinin çalınmaları kanundu. Muharebe zamanında düşmana yaklaşıldığı zaman mehterin sesi arttırılır, bu sırada davul çalanlar “Yekdir Allah yek” diye bağırırlardı.

Mehterhane emir-i alem’e bağlı olup, padişaha mahsus mehterhaneyi idare eden zata mehterbaşı denirdi. Kendisi aynı zamanda İstanbul’da bulunan bütün mehterlerin amiriydi. Ayrıca her cins çalgıyı çalanların bir başı vardı ki, onlar da çalgılarına göre sertabbal (davulcu başı), sernefiri (borucu başı), sernakkazeren, serzurnazen, serzincviri (zilci başı), serköşi diye anılırlardı. Mehterlerin başlıca usul ve makamları; ahlati, halilevi, kalenderi, peşrev,Türki, sakil, çenber, küçük hafif, büyük hafif, nakış, revani, def usulu, yarım ahlati, perişian, değişme, kısmı sakil, murabba, devri hindi, kara batak, ezgi, sofiyen, semai, çengi harbi, zammı devir ve safdı.

Mütad zamanları dışında; padişah cülüslarında, kılıç alaylarında, zafer haberi geldiği zamanlarda, arife divanlarında, düğünlerde, şiehzade ve sultanın doğumu gibi hallerde mehterhanelerin nevbet vurması kanundu.

Mehter nevbet vuracağı zaman mehter takımı hilal şeklini alır, nakkarazenler oturup diğerleri ayakta dururdu. Kösler hilalin orta ilerisine yerleştirilirdi. İç oğlan başçavuşu mehter faslı başlamadan önce daireden çıkarak ortaya gelir ve “Vakt-i sürur u sefa, mehterbaşı ağa! Hey! Hey!” diye bağırırdı. Bu sırada hazır bulunanların dikkatlerini çekmek için nakarelerle sofyan usulunde üç tempo atılırdı. Nakkareler çalarken de mehterbaşı ağa mehterin önüne gelir “Hasduuur” diyerek çalınacak marşın adını söylerdi. Hemen arkasından “haydi ya Allah” diyerek mehteri icraya geçirirdi. Nevbet bitince mehter gülbankı (duası) okunur ve fasl sona ererdi.

Mehterin kendine has bir yürüyüşü olup, üç adımda bir durur, yarım sağa ve yarım sola dönerdi. Yürüyüş esnasında mehter efradı, hep bir ağızdan “Rahim Allah, kerim Allah” derlerdi.

Mehter takımının yürüyüş nizamında merasime iştiraki şu sıraya göre tertib ekilirdi; önde çorbacıbaşı unvanını taşıyan ve başında üsküf bulunan mehteran bölüğü komutanı, onun arkasında sol tarafta zırhlı muhafızı ile birlikte yeşil sancak, ortada istiklal alameti olan ak sancak, baştaki ser zırhlı muhafızı ile birlikte kırmızı sancak bulunurdu. Sancakların arkasında ise, üçerli koldan üç sıra halinde dizilmiş dokuz tuğ gelirdi. Sağ tarafta kırmızı sancaküın arkasında ise, yeniçeriler tarafından taşınan hücum tuğu yer alırdı. Tuğlardan sonra ortada mehterbaşı bulunurdu. Mehterbaşından sonra ise, sıra ile; mehterin iki katı adedince cevgenler (okuyucular), zurnazenler, boruzenler, nakkareler, zilzenler ve davul çalanlar gelmekteydi. En arkada ise, bir at sırtında taşınan kös bulunmaktaydı.

Yüzyıllar boyunca Osmanlı askerini çoşturup, düşmana korku veren mehterhane, 15 Haziran 1826’da yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarıyla beraber ikinci Mahmud Han tarafından ilga edildi. Mehterhanenin önemine binaen yerine Mızıka-yı hümayun isminde askeri mızıka teşkilatı kuruldu.

Ahmed Muhtar Paşa ve Celal Esat mehteri yeniden canlandırmak gayesiyle 1911’de yeni bir takım kurdular. Bu takım 1914 yılında teşkilatlandırılarak, mehterhane-i hakani adını aldı. Mehterhane-i hakaninin kurulduğu, Birinci Dünya savaşında orduya tamim edildi. İstiklal harbinde de hizmet verdi. Cumhuriyetin ilanından sonra milli savunma bakanı, mehteri saltanat alameti sayarak lağvetti.1952 yılında feshedildi, sonra genelkurmay tarafından İskoçların bando takımını gördü.Bundan etkilenilerek tekrar mehter takımı kuruldu.


Konu başlıkları

[değiştir] Takım

'Altı kat', 'yedi kat' ve 'dokuz katlı' takım. 'Dokuz katlı' takım, kös, davul, nakkare, halile, çevgan, nefir, boru seslerden oluşuyor. Mehterhane-i Hakani veya Mehterhane-i Hümayun, Padishah Mehteri 18 katlı takımdan oluşuyordu, özelikle savaşzamanlarda.

Sesler

  • Tuğlar
  • Çorbacıbaşı
  • Sancaklar
  • Zurnazen
  • Boruzen
  • Zilzen
  • Davulzen
  • Cevgen
  • Kös
  • Nakkrezen

[değiştir] Besteciler

En eski, günüzümüze kalan marşlar Nefiri Behram, Emir-i Hac, Hasan Can ve II. Gazi Giray 16.yy. bestecileleri tarafından kaynaklaniyorlar.

Bilinen besteciler

16.yy. 17.yy. 18. yy.
- Nefiri Behram - Zurnazen Edirneli Daği Ahmed Çelebi - Hızır Ağa
- Emir-i Hac - Zurnazenbaşı İbrahim Ağa
- Hasan Can - Müstakim Ağa
- II. Gazi Giray - Hammali

[değiştir] Marş örnekleri

  • Gülbank
Allah Allah Celilü'l- Cebbâr,
Muinü's-Settâr,
Hâliku'l-leyli ve'n-Nehâr,
Lâyezâl, Zü'l-Celâl,
birdir Allah! Ânın birliğine,
Resûl-ü Enbiyâ Peygamberimiz Cenâb-ı
Ahmed-i Mahmûd-u Muhammed Mustafa
Âl-i evlâd-ı Resûl-i Müctebâ imdâd-ı ruhâniyetine!
Piran mürşidin, âşıkin, vâsilin hamele-i Kur'ân,
güzeştegân, ehl-i imân ervâhına, avn-ü inâyetine!
Halifetü'l-İslâm es sultân İbni's-sultân
bil-cümle İslâmın necât ve seâdet ve selâmetine,
pirler, erenler, üçler, yediler, kırklar, göçenler,
demine devrânına  diyelim
Huuu
Huuu
Eli kan, kılıcı kan, sinesi üryân, ciğeri püryân
meydân-ı şehâdette Allah yoluna revân.
Gazâ-yı şühedâya Cemâl-i Hak görünür ıyân.
Kahrımız, gazabımız düşmana ziyân!
Eûzubillâh, Eûzubillâh. Hüdâ'ya şükr-i bihad,
lâilâhe illallâh! El-melikü'l- Hakku'l mübin!
Muhammedü'r- Resûlullah, Sâdıkü'l-va'dü'l Emin!
İnnâ Fetehnâ leke fethan mübinâ ve yensurekallâhu
nasran aziza! Ey padişah-ı halifetullah,
Es Selâmu aleyke avnullah! Sensin hâris-i din-i mübin,
hâris-i Şeriatullah! Uğrun açık olsun ey padişahım,
Emr-i ikbâlin mecid! Hûdâ kılıcını keskin eylesin,
nûr-ı şân satvetine gün gibi medid! Rûh-ı pâk-ı
Fâhri âlemi hoşnûd etsin; Hak,
gazâyı ekberin etsin mübârek ve said.
Nasrunminallahi ve fethün karin. Ve beşşiri'l- mü'minin'
Yaaa! Muhammed
Yektir Allah 
Yektir Allah
Yektir Allah
İllallah
  • Ceddin Deden
 Ceddin deden, neslin baban
 Hep kahraman Türk milleti
 Orduların, pekçok zaman
 Vermiştiler dünyaya şan.
 Türk milleti, Türk milleti
 Aşk ile sev milliyeti
 Kahret vatan düşmanını
 Çeksin o melun zilleti.


  • Gafil Ne Bilir
Gâfil ne bilir neş’ve-i pür-şevk-i vegâyı
Meydân-ı celâdetteki envar-ı sefâyı
Merdân-ı gazâ aşk ile tekbirler alınca
Titretti yine, rû-yı zemin arş-ı semâyı.
Allah yoluna cenk edelim şân alalım şan
Kur’an’da zafer vaadediyor Hazret’i Yezdan.
Farzeyledi Hallak-ı Cihan, harb-ü cihadı,
Hep cenk ile yükselmede ecdadımın adı...
Dünyaları feth eyleyen ecdadımız EL HAK,
Adil idi, hıfzeyler idi, Hak-kı ibadı...
Allah yolunda cenk edelim şân alalım şan
Kur’an’da vaadediyor Hazret’i Yezdan


  • Buna Er Meydanı Derler
  Buna er meydanı derler 
  Bunda söz olmaz yandım aman aman
  Çifte yürekli erkekler
  Şahım gelir bu yane yandım aman aman.
  Ele bele dine imânım
  İhanet olmaz yandım aman aman
  Okurlar fermânı imanım
  Yandım kıyarlar cane yandım aman aman.
  • Akıncılar Marşı
 Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
 Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.
 Aktolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle !
 Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle...
 Şimşek gibi, bir semte atıldık yedi koldan,
 Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.
 Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla,
 Birden yedi kat arşa kanatlandık o hızla...
 Cennette bugün gülleri açmış görürüz de,
 Hala o kızıl hatıra titrer gözümüzde.
 Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
 Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
  • Eski Ordu Marşı
 Ey şanlı ordu,ey şanlı asker
 Haydi gazanfer, umman-ı safter
 Bir elde kalkan, bir elde hançer
 Serhadde doğru ey şanlı asker.
 Deryada olsa herşey muzaffer
 Dillerde tekbir, Allahü ekber
 Allahü ekber, Allahü ekber
 Ordumuz olsun daim muzaffer

[değiştir] Ayrıca bakın

Diğer diller