Osmanlı tarihçileri

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu ansiklopedi maddesinin biçim olarak Vikipedi standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Bu madde Kasım 2006 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.


OSMANLI TARİHİ KAYNAKLARI

A- BEYLİKLER DÖNEMİ (1243-1318)

Osmanlılarda tarih yazıcılığı,Osmanlı beyliğinin kuruluşundan 100-150 yıl sonra başlamıştır.Osmanlı tarih yazıcılığının geç başlaması,Anadolu’da Osmanlılardan önce tarih yazıcılığının gelişmemesi ile bağlantılıdır.Türkiye Selçukluları ve Beylikler döneminde (1075-1318) Anadolu’da daha çok Arapça ve Farsça eserlerin yazıldığı görülmektedir.Bu dönemde Arap dili “din ve hukuk” alanında,Fars dili “sanat ve edebiyat” konularında egemen olmuştur. Bu dönemde; 1- İbn Bibi’nin “el-Evamirü’l-Alaiyye di’l-umüri’l-Alaiyye”si. 2- (Bu eserin devamı niteliğindeki) Akasarayi’nin “Müsameretü’l-ahbar ve Müsayeretü’l-ahyar (Tezkire-i Aksarayi) 3- Eflaki’nin “Menakıbü’l-arifin” adlı eserleri bu dönemin en önemli çalışmalarıdır. Anadolu’da XIII. ve XIV. yüzyılda yazılmış olan bu eserlerde Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beyliklerinin tarihi anlatılmış,olaylar Osmanlı devletinin kuruluşuna kadar getirilmiştir.

Türkçe olarak yazılmış “Danişmendname” ve “Battal-name” gibi eserler,Anadolu’da Türkçe tarih yazıcılığını başlatmıştır.Ayrıca Taberi,İbn Kesir gibi İslam tarihçilerinin eserleri Türkçe’ye çevrilmiştir.

B- OSMANLI DÖNEMİ (1410 - Günümüze)

XIII. yüzyılın sonunda kurulmuş olan Osmanlı devleti hakkında bilgi veren tarih kaynakları,ancak XV.yüzyılın başlarından itibaren yazılmaya başlanmıştır.Bu bakımdan XV. yüzyılın ilk yarısı, özellikle II.Murat devri (1421-1451),Osmanlı tarih yazıcılığının başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

XV. YÜZYIL OSMANLI TARİHÇİLERİ ve

                    ESERLERİ

1- AHMEDİ (1334-1412,Amasya) İSKENDERNAME (Dasitan-i Tevarih-i Mülük-ü Al-i Osman)

Osmanlı tarihinden bahseden en eski eser, Ahmedi’nin İskendername adlı eserine müstakil bir kısım olarak ilave ettiği “Dasitan-ı Tevarih-i Mülük-ü Al-i Osman” isimli manzum parçadır.8754 beyitten oluşan ve uzun bir mesnevi özelliği taşıyan İskendername bir “evrensel tarihtir.”Hz.Adem ile başlar.Makedonya kralı Büyük İskender’in hayatı ve kahramanlıklarını anlatır.1390 yılında tamamlanmış ve Germiyanoğlu Süleyman Şah’a sunulmuştur. Ahmedi,daha sonra bu eserinin sonuna Yıldırım Bayezid’e kadar gelen bir Osmanlı tarihi eklemiş ve bunu 1410 yılında I.Bayezid’in oğlu Emir Süleyman’a takdim etmiştir. “Dasitan-ı Tevarih-i Mülük-ü Al-i Osman” adını taşıyan 340 beyitlik bu bölüm,Ertuğrul Gazi’den başlayarak Emir Süleyman’a kadar gelen ilk 200 yıllık Osmanlı tarihi hakkında bilgi verir. 1983 yılında bu eserin tıpkı basımı yapılmıştır.


2- ŞÜKRULLAH (1388-1464) BEHÇETÜ’T-TEVARİH

Şirvanlı olan müellif 1456’da yazmaya başladığı eserini 1459’da tamamlamış ve devrin (Fatih devri,1451-1481) meşhur sadrazamı Mahmut Paşa’ya ithaf etmiştir.Behçetü’t-Tevarih adlı eseri 13 kısımdan meydana gelen umumi bir tarihtir.8.kısım II.Mehmet’in tahta çıkmasına kadar gelen Osmanlı tarihinden bahseder. Çelebi Mehmet,II.Murat ve II.Mehmet zamanlarını (1413-1481) idrak eden müellifin 1407’den itibaren verdiği bilgiler çok önemli olup ana kaynak mahiyetindedir.Farsça olan eser Kanuni devrinde Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Eser Karamani Mehmet Paşa,Sarıca Kemal,Ruhi Çelebi,Mehmet Zaim ve pek çok tarihçi tarafından kaynak olarak kullanılmıştır. Nihal Atsız tarafından 1939-49 da iki defa Türkçe’ye çevrilerek neşredilmiştir.

3- ORUÇ b.ADİL TEVARİH-İ AL-İ OSMAN

1467’ye kadar gelen olayları anlatır.II.Murat ve II.Mehmet devirleri için ana kaynaktır.Fatih dönemini ayrıntılarıyla verir.Yahşi Fakih’in menakıb-namesinden söz eder.Aşıkpaşazade ile Neşri tarihlerini tamamlayacak değerdedir.Nesir tarzında yazılan en eski Osmanlı tarihidir.

4- KARAMANİ MEHMET PAŞA TEVARİH-İ SELATİNÜ’S SULTANİYYE

Uzun yıllar nişancılık yaptığı için nişancı vasfı ile ün yapan Mehmet Paşa aslen Karamanlı bir Türk’tür.1478-1481 senelerinde II.Mehmet’in sadrazamı iken padişahın ölümünü müteakip yeniçeriler tarafından öldürülen Karamani Mehmet Paşa,iki kısımdan ibaret bir Osmanlı Tarihini Arapça olarak kaleme aldı.1.risale Osman Gazi’den II.Mehmet’in cülusuna kadar (1451), 2.risale 1451’den Mart 1480 arasındaki olayları anlatır.Bu eser yalnızca Osmanlı tarihinden bahsettiği için evrensel bir özellik taşımaz.

5- AŞIK PAŞAZADE (1393-1481) TEVARİH-İ AL-İ OSMAN

Çorum Elvançelebi’de 1393’te dünyaya gelen ve bu asrın sonlarına kadar yaşamış olan müellif,kendini Derviş Ahmet Aşıki olarak tanıtır.II.Murat’ın Balkan seferinde bulunmuş ve II.Mehmet’in bütün seferlerini yakından takip etmiştir. 15. yüzyıl Osmanlı devleti tarihi için en önemli kaynak mahiyetinde olan bu “menkıbe” tarzındaki eser tarih yazma amaçlı yazılmamıştır. Karşılıklı konuşma tarzında yazılan bu eser,Osmanlı padişahlarını birer Gazi olarak gösterir.Eser adeta gazaya giden ordunun maneviyatını artırmak için destani bir şekilde kaleme alınmıştır.Aynı zamanda bir halk destanı şeklindedir.Türkçe nesir (düzyazı) olarak yazılmış ilk Osmanlı tarihidir ve bütünüyle Osmanlı tarihini ele alan ilk Türkçe eserdir. Bu eserinde ilk defa Osmanlı devletinin kuruluşunda rol oynayan 4 önemli zumreden bahseder: Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum ve Baciyan-ı Rum. Aşıkpaşazade, tarihini şahit olduğu yıllardan önceki devirlerini Orhan Gazi’nin imamının oğlu Yahşi Fakih’in menakıbnamesinden ve II.Murat devrinde Bursa naibi (vekili) olan bir zattan okuyup dinleyip naklettiğini söyler.Eserini 86 yaşında yazmıştır.

6- ENVERİ DÜSTURNAME-İ ENVERİ

II.Mehmet ve II.Bayezid devirlerinde (1451-1512) yaşamış olan Enveri 1464 senesinde veziri azam Mahmut Paşa’nın emriyle genel bir İslam tarihi,Aydınoğulları ve Osmanlı tarihini ihtiva eden 3730 beyitten oluşan “mesnevi” tarzında “Düstur-name” isimli manzum bir eser yazmıştır.Bunun 842 beyti Osmanlı tarihine aittir ve 1466’ya kadarki Osmanlı tarihini içerir.Eser Türkçe yazılmış olup “evrensel tarih” özelliği taşır.Eserde Fatih ve Timur mukayese edilmiştir .Eser 3 bölüme ayrılır.Birinci bölümde genel İslam tarihi,ikinci bölümde Aydınoğulları tarihi geniş sayılabilecek şekilde anlatılır.Bu yüzden Enveri’nin eseri özellikle Aydınoğulları tarihini aydınlatmak bakımından büyük bir öneme sahiptir.

7- MEHMET NEŞRİ (ölm.1520) CİHAN-NÜMA

II.Murat,II.Mehmet ve II.Bayezid devirlerinde yaşamıştır. II.Bayezid dönemi tarihçisidir. Eser evrensel olup Hz.Adem’den başlar.8 kısımdan oluşur. Son kısmı Osmanlı tarihi ağırlıklı olup 1485 yılına kadar olan olayları anlatır.Neşri’nin Cihan-nüma’sı “tarihi tarih için yazmada” ilk kıpırdanmayı gösterir.Neşri’nin Cihannüma’sı “tenkitçi” tarzda yazılmış ilk eserdir.

Neşri,Cem ile II.Bayezid arasında geçen taht mücadelesinde Cem’in tarafını tutmuş,Cem ölünce Bayezid’den af dileyip saraya kabul edilmiştir. II.Bayezid’i öven kasidesi vardır.

Neşri’nin cihan-nüma’sı kendinden sonraki tarihçilere kaynaklık etmesi açısından önemlidir ve 15. asır için en önemli kaynaklar arasındadır.

8- DURSUN BEY TARİH-İ EBU’L FETH-SULTAN MEHMET HAN

İstanbul’un zaptında bizzat bulunmuştur.Divan katibi, Anadolu ve Rumeli defterdarlığı makamlarında da bulunmuş olan Dursun Bey “Tarih-i Ebu’l Feth-Sultan Mehmet Han” isimli II.Mehmet’in ve II.Bayezid’in saltanatının ilk 6 senesini içeren bir eser bırakmıştır. Yazar,Sultan II.Murat devrini kısaca özetledikten sonra Fatih devrini ve II.Bayezid devrini anlatır. Bu kitap 1497-1500 seneleri arasında yazılmıştır.

9- SARICA KEMAL DASİTAN-I ALİ OSMAN veya SELATİN-NAME

Bergamalı olan müellif 1490 yılında II.Bayezid’in emriyle 300 beyitten oluşan Dasitan-ı Ali Osman veya Selatin-name adıyla bilinen Türkçe bir tarih yazmıştır.Yazar Osmanlı komutanlarının kahramanlıklarını över,özellikle Osmanlı Türklerinin Anadolu’ya gelmelerini ve Sultan Alaaddin ile karşılaşmalarını tasvir eder.Eser günümüze kadar hala neşredilmemiştir.

10- SİNAN ÇELEBİ

Behişti mahlası ile şöhret olan müellif İstanbullu ilk sancak beyi Karıştıranlı Süleyman Bey’in oğludur. 1520’lerde öldüğü tahmin edilmektedir.Eserin ele geçen son kısmı eksik olan tek yazma nüshası Yıldırım Bayezid’in saltanatı ile başlamakta ve Karamani Mehmet Paşa’nın katline kadar (1481) gelmektedir.Aşık Paşazade ve Neşri tarihlerini tamamlayan bu eser de henüz neşredilmemiştir.

11- RUHİ ÇELEBİ

Ruhinin hayatı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Müellifin eserinin birinci kısmına Mebadi,ikinci kısmına Methalip adı verilmektedir.Ruhi’nin eseri 1511 yılına kadar devam etmektedir.Basit bir üslupla ele alınmıştır.16. yüzyılın meşhur tarihçilerinden Ali, Ruhi’yi kaynaklarında sık sık zikreder. Müneccim başı da Ruhi’den faydalanmıştır. Osmanlı tarihçiliği için önemli bir kaynak değeri bulunmaktadır.Henüz neşredilmemiştir.


  XVI. YÜZYIL  ve SONRAKİ DÖNEM   

OSMANLI TARİHÇİLERİ ve ESERLERİ

1- İDRİS-İ BİTLİSİ HEŞT Bİ-HİŞT (SEKİZ CENNET)

Uzun Hasan’ın oğlu Yakup Bey’in sarayında katip iken 1501’de Osmanlı devletine sığınan İdrisi Bitlisi,1502 senesinde II.Bayezid’in emri üzerine Farsça olarak büyük bir Osmanlı tarih kaleme aldı. Böylece ilk defa bir padişah emri üzerine bir tarih kitabı yazıldı.Bitlisi burada sekiz Osmanlı hükümdarını her biri birer defter teşkil edecek şekilde “sekiz cennet” adıyla kaleme aldı.8000 beyitten oluşan bu eser 13 ayda tamamlandı. Heşt bi-Hişt oldukça güç bir lisanla yazıldığı için diğer Türkçe eserler tarafından gölgede bırakıldı. Bu yüzden yazma kopyalarının sayısı azdır. Bitlisi’den sonra Osmanlı Tarih yazıcılığında iki ekol ortaya çıkmıştır.Bunlar 1 –İran tarzı tarih yazıcılığı 2- Arap tarzı tarih yazıcılığı. İran tarzı tarih yazıcılığı,olayları abartılı bir şekilde ele almayı gerektirir. Yavuz döneminde Mısır seferiyle birlikte Osmanlı Tarih yazıcılığına Arap tarzı girmştir. Bundan önce görülen ilk Arap tarih yazıcılığı örneği Kemal Paşazade’dedir.Özellikle İbn-i Fahd’ın Kemal Paşazade’nin üzerinde etkisi büyüktür. Heşt bi-Hişt iki defa Türkçe’ye çevrilmiştir. Çevirenlerden birisi müellifin büyük oğlu Ebu’l-Fadıl Mehmet’tir.Türkçe tercümesi İstanbul üniversite kütüphanesinde numara 430’da ayrıca Wiem kütüphanesinde bulunmaktadır.Eserin temiz bir kopyası Nuru Osmaniye kütüphanesi numara 3078’de bulunmaktadır.



2- KEŞFİ MEHMET ÇELEBİ (ölm.1524) SELİM-NAME

Yavuz’un İran ve Mısır seferinde sır katibi olarak hazır bulundu.Arapça ve Farsça manzumelerle karışık olarak telif etmiş olduğu Selim-name’yi 1521’de bitirdi.

3- ŞÜKRİ SELİM-NAME

İlk yazdığı Selim-name Koçi Bey tarafından hatalı bulununca kendisi tarafından imha edilmiş ve yerine yenisi yazılmıştır.Selim-name’si 1490’da Selim’in Trabzon’a vali olmasıyla başlar ve Süleyman’ın cülusundan hemen sonra 1521-1523’e kadar devam eder.Eserini I.Süleyman’a ve sadrazam İbrahim Paşa’ya sundu. Mükafat olarak kendisine bir tımar ihsan olundu. Ayrıca Şükri’den bir de Süleyman-name yazması istenmiş fakat bunu gerçekleştirememiştir. Şükri’nin Selim-name’si olayları gözleriyle görenlerin nakillerine dayanılarak yazıldığından yüksek bir tarihi değeri vardır. Yazmaları Viyana’da, Upsala’da,Diresten’de,Londra’da ve İstanbul Millet Kütüphanesinde bulunmaktadır.

4- HADİDİ TEVARİH-İ ALİ OSMAN

II.Bayezid,II.Selim ve Kanuni’nin ilk yıllarını yaşamıştır.Eseri 6646 beyitten oluşan manzum bir Tevarih-i Ali Osman’dır.Eserde kuruluştan 1523’e kadar gelen olaylar anlatılır. Eseri üzerine 1986’da Necdet Öztürk tarafından İstanbul’da bir doktora hazırlanmıştır.

5- KEMAL PAŞAZADE (İBN-İ KEMAL) (1468-1534) TEVARİH-İ ALİ OSMAN

II.Bayezid döneminin en önemli tarihçisidir. Hayata ümera sınıfında atılıp daha sonra ilmiye sınıfına geçerek bu alanda hızla yükselmiştir.300’ün üzerinde eseri vardır. Kanuni döneminde şeyhülislamlığa getirilmiştir.Tıpkı İdrisi Bitlisi gibi,II.Bayezid’in emriyle Türkçe bir Osmanlı tarihi kaleme almıştır.1505’te tamamlanan eser 10 defterden oluşur,her padişah bir defteri teşkil eder. Eserinde olayların ön plana çıktığı ve bu olayları neden-sonuç ilişkisi içerisinde sade bir üslupla değerlendirdiği için, ilmi tarihçilik Kemal paşazade ile başlar.Eseri bu yönüyle Arap tarih yazıcılığına da bir örnektir. Eserinin sonunu teşkil eden Mohaç-name müellifin bizzat sefere iştiraki dolayısıyla ayrıca bir kıymet oluşturmaktadır.Tevarih-i Ali Osman’ın 1.,2. ve 7. defterleri Şerafettin Turan tarafından TTK’da Ankara’da yayınlanmıştır.

6- MATRAKÇI NASUH TABERİ MACMA’ÜL-TEVARİH

Kanuni zamanında yaşayan Nasuh b.Abdullah bu hükümdarın cülusundan (1520),1547 yılına kadar devam eden bir ciltlik bir tarih yazmıştır.Diğer eseri Tuhvetü’l-Guzat’tır.


7- MUHYİTTİN CEMALİ (ölm.1554) TEVARİH-İ ALİ OSMAN

Meşhur şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi’nin oğludur.Tevarih-i Ali Osman’ı yazmıştır.Yazma nüshaların çoğu 1557’de bitmektedir.

8- RÜSTEM PAŞA (1500-1561) TEVARİH-İ ALİ OSMAN

1500’lü yıllarda Bosna’da doğdu. Karısı, Kanuni’nin kızı Mihr-i Mah Sultandır.Eseri 1560 yılına kadar gelir.Neşri tarihinden yararlanmıştır.

9- LÜTFİ PAŞA (ölm.1564) TEVARİH-İ ALİ OSMAN

Kalema aldığı Tevarih-i Ali Osman başlangıçtan 1553 senesinin sonuna kadar olan olayları içerir.

10- FERDİ SÜLEYMAN-NAME

Hammer ve Karabecek tarafından iddia edildiğine göre Ferdi,Kanuni’nin 1515’te doğan ve Konya Ereğli’sinde 1553’te boğdurulan şehzade Mustafa’nın mahlasıdır. Ferdi,Süleyman’ın cülusu 1520’den 1542’ye kadar olan zamanı anlatan bir Süleyman-name adlı eser kaleme almıştır.Esere bu devrin baş kaynaklarından biri olarak bakılabilir.

11- AHMET TAŞKÖPRÜZADE(1455-1561) Şaka’ikü’n-Nu’maniye fi-Ulemai’d-Devletü’l- Osmaniye

Osmanlı ulemasından olup eserinde Osman Gazi’den I.Süleyman’a kadar yaşayan 552 alim ve şeyhlerin terceme-i halini (özgeçmiş) yazmıştır.Arapça’dır.1852 yılında Mehmet Necmi tarafından Türkçe baskısı yapımıştır.

12- MEHMET ZAİF (ölm.1592) CAMİ’Ü’T-TEVARİH

Cami’ü’t-Tevarih adını taşıyan ve Sokullu Mehmet Paşa’ya sunulmuş olan bu eser beş kısma ayrılmıştır.5.kısımda Osmanlı tarihi başlar.Bu dönemde müellifin kullandığı kaynaklar arasında Hadidi’nin Tevarih-i Ali Osman’ı sık sık geçmektedir.

13- KOCA NİŞANCI (ölm.1567) Tabakatü’l-Memalik fi-Derecatü’l-Mesalik (“fi” Arapça’da –de-da eki anlamında kullanılır.)

Asıl adı Celalzade Mustafa Çelebi’dir.Kastamonu Tosya’da doğdu.Nişancılık ve Tezkirecilik (belli bir meslekte tanınmış kişilerin özellikle şairlerin yaşam öykülerinin toplandığı eserler yazan) yapmıştır. Reisülküttaplıkta (katiplerin başı) bulunmuştur ve divan-ı humayun’un dört asıl üyesinden biridir. Tabakatü’l-Memalik fi-Derecatü’l-Mesalik adlı eseri Osmanlı toplumunun tabakaları ve derecelerinden bahseder.Bu eserinde yazdığı otuz tabakadan otuzu da Kanuni’den bahseder. Kanuni’den bir sene sonra (1567) vefat eder.46 yıllık Kanuni tarihini yazdığından önemli bir tarihçidir. 30. tabaka,Kanuni’yi en iyi anlatan tabakadır. Kanuni dönemini anlatan en iyi eser budur.Koca Nişancı ayrıca Osmanlı kanunlarını tedvin eden (bir araya getiren) insanlardan birisidir. Koca Nişancı’nın bundan başka bir Selim-name’si de vardır.

14- MEHMET PAŞA (KÜÇÜK NİŞANCI) TARİH-İ NİŞANCI (ölm.1571)

Eseri Tarih-i Nişancı ilk evrensel tarihtir. Yaratılışla başlar.Özelliği: 1561’e kadar gelen Osmanlı tarihini mufassal (tasvirli-ayrıntılı) olarak yazmıştır.Eserin dörtte üçünü Osmanlı Tarihi oluşturur.

15- FERİDUN AHMET (ölm.1583) MÜNŞE’ATÜ’S SELATİN

Reisülküttap,nişancı ve sancak beyi olmuştur. Veziri azam Rüstem Paşa’nın kızıyla evlenmiş ve 1583’te ölmüştür. Münşe’atü’s-Selatin adlı eserinde kuruluştan III.Murat’ın cülusuna kadar olan Osmanlı tarihine ait 1880 resmi vesikayı içermek iddiasında bulunmuştur. Bu eserin değeri büyük olmakla birlikte,bir çok sahte vesikayı da içerdiğinden tedbirle istifade edilmelidir.

> 16- MUSTAFA CENABİ (ölm.1590) el-Aylamü’z-zahir veya Tarih-i Cenabi

Doğum tarihi ve doğduğu yer kesin olarak bilinmiyor.Çeşitli yerlerde müderrisliklerde bulunmuş ve 1587 yılında Halep kadılığına getirilmiştir. Eseri: Geniş içerikli ilk umumi tarih olup dili Arapça’dır. III.Murat’a ithaf edilmiştir. İnsanın yaratılışından başlar ve evrensel bir tarihtir.Eserin sade,anlaşılır bir dili ve üslubu vardır.Eser 82 bab üzerine kurulmuştur ve her bab bir hanedandan bahseder. Bunların sonuncusu Osmanlı hanedanına ayrılmış olup 1588 yılına kadar olan olaylardan bahseder.

17- HOCA SAADETTİN EFENDİ (1536-1599) TACÜ’T-TEVARİH (Tarihlerin tacı anlamına gelir.)

Meşhur alim Ebu’s-suud’un talebesidir.1571’de Sahn mertebesine çıkmış,1574’te III.Murat’ın şehzade hanlığını yapmıştır.1598’de şeyhülislam makamına getirildi.1599’da vefat etti. Hoca Saadettin Efendi kendi yaşadığı dönemi yazmadı.Eseri Osman Gazi’den I.Selim’in ölümüne kadar olan tarihi içerir. Eseri İsmet Parmaksız tarafından 5 cilt halinde Türkçe’ye çevrildi. 5. cildi dönemin düşünür ve bürokratlarının biyografilerini barındırması açısından önemlidir. İngilizce’ye, Fransızca’ya, Latince’ye ve İtalyanca’ya tercümesi yapılmıştır.




18-GELİBOLULU MUSTAFA ALİ(1541-1599) KÜNHÜ’L-AHBAR

Gelibolu’da Nisan 1541’de dünyaya geldi.İyi bir medrese tahsili yaptıktan sonra saraya intikal etmiş birçok himmetleriyle Lala Mustafa Paşa’nın hizmetine girerek Suriye ve Mısır’da bulunmuş,sonra uzun zaman defterdarlık yapmıştır. Fakat düşmanlarının entrikaları sonucu sancak beyi vazifesine indirilmiştir.Bundan sonraki hayatı açık değildir.Cidde’de 1599’da öldüğüne göre Arabistan’a sürgüne gönderildiği tahmin edilmektedir. 16. yüzyılın en şöhretlisi kabul edilen Mustafa Ali,bir genel tarih mahiyetinde olan Künhü’l-Ahbar adlı dört kısımdan oluşan bir eser yazmıştır.Bu eser Mustafa Ali’ye gerçek ününü kazandıran eserdir.İlmi-tenkitçi tarih anlayışıyla kaleme aldığı bu eser,okuduğu 160 kitabın özüdür. Sırasıyla Peygamberler Tarihi,İslam Tarihi,Türk ve Moğol Tarihi ve nihayet Osmanlı Tarihi anlatılır. Osmanlı tarihi 1596’da sona erer. Yaşadığı dönemin gereği olarak ilim adamları için gerekli olan patronaj ilişkisi Mustafa Ali için de gerekli idi.Bu yüzden Künhü’l-Ahbar’a kadar olan bütün eserlerini sürekli birilerine ithaf etmiştiAncak hayatı boyunca nişancılık makamını elde etmek istemesi,ancak bunu başaramaması üzerine kırgın ve dargın bir ruh haliyle yazdığı Künhü’l-Ahbar’ı diğer eserlerinin aksine hiç kimseye ithaf etmemiştir. Mustafa Ali’ye göre Batı’nın etnolojisi ile Doğu’nun kültürü birleşecek,ortaya çok nadide ve eşsiz bir toplum çıkacaktı ve Osmanlı kültürünün kendine özgü kimliği,etnik ve dinsel toplulukların iç içe geçmesiyle doğrudan bağlantılıydı.Bu yüzden Osmanlı devletinin başarısı için Müslüman kimliği yeterli değildir.Bir siyasal yapılanma aynı zamanda İslami dini kültürle bağlantılı olarak olgun evrenselci entelektüel ve tinsel gelenekleri geliştirmek zorundaydı.Ali vücut ve ruh dikotomisinden (Birbirinin zıttı olan ancak biri olmadan diğerinin anlam ifade etmeyeceği şeyleri anlatan sosyal ve siyasal bilim terimi./ doğada olan zıtlıkların birlikteliği.) söz eder;Osmanlı sınır halkı güçlü vücutlar ve savaşçılar sağlıyordu,ruh ve zihin ise artbölgenin medreselerinden geliyordu.Yüksek kültürü sınır boylarına getiren alimler gelecek kuşaklara öğrenme isteğini ve saygısını miras bıraktılar.Osmanlı devletinin büyük bir kültür oluşturmasını da bu sağladı. Mustafa Ali’nin eserleri üçe ayrılır:Edebi,tarihi ve sosyal içerikli eserler. Mustafa Ali’nin diğer eserleri:Mihr-ü Mah’da aşkı anlatmıştır.Nadirü’l Meharib yazarın ilk eseri olup Bayezid-Cem arasındaki taht kavgasını anlatır. Eserleri Şunlardır:

Tarih Künhü'l-Ahbâr Menâkıb-ı Hünerverân Hâlâtü'l-Kâhire mine'l-Âdâti'z-Zâhire Fusûlü'l-Hallü ve'l-Akd fî Usûli'l-Harcı ve'n-Nakd Nusretnâme Fursatnâme Nâdirü'l-Mehârib Heft-Meclis Zübdetü't-Tevârih Mirkatü'l-Cihâd Câmiü'l-Buhûr der-Mecâlis-i Sûr

Edebi Dîvan Farsça Dîvan Mihr ü Mâh Mihr ü Vefâ Tuhfetü'l Uşşâk Riyâzü's-Sâlikin

Sosyoloji Nushatü's-Selâtin Mevâidü'n-Nefâis fî Kavâidi'l-Mecâlis Mehâsinü'l-Âdâb Hülâsatü'l-Ahvâl der-Letâif-i Mevâiz-i Sahîh-i Hâl Tuhfetü's-Sulehâ

Diğer Nevâdirü'l-Hikem Hakâyıku'l-Ekâlim Menşeü'l-İnşâ Münşeât

19- SELANİKİ MUSTAFA (ölm.1599) TARİH-İ SELANİK

Selaniki,Kanuni’nin son zamanları ile II.Selim,III. Murat ve III.Mehmet devirlerini yaşamıştır.Sokullu Mehmet Paşa’nın emrinde çeşitli vazifeler gördü. Kanuni’nin son ve 13.seferi olan Zigetvar seferine katıldı ve gördüklerini eserine nakletti.

Tarih-i Selanik adlı eseri 1563-1599 arası Osmanlı tarihinden bahseder.Selaniki’nin eseri bu dönem için çok önemlidir.Eserde Kıbrıs’ın fethi (1571),İnebahtı bozgunu (1571) ve Tunus’un fethi gibi önemli hadiseler vardır. Divan katipliği görevinde bulunduğu sırada devletin sır olarak kabul ettiği arşiv belgelerinin yönetiminden dolayı bu belgeleri bizzat görüp yazdığı için “birinci el kaynak teşkil” eder. Mehmet İfşinli tarafından (İ.Ü.) doktora tezi olarak 1989’da neşredilmiştir.

20- MEHMET b. MEHMET (ölm.1640) Nuhbetü’t-Tevarih ve’l-Ahbar

İki kısımdan oluşan eser 1087 sülaleden bahseder.

21- AYNİ ALİ (MÜEZZİNZADE) Kavanin-i Ali Osman ve Hülasa-i Mezamin-i Defter-i Divan

I.Ahmet zamanında hazine kahyası iken Murat Paşa’nın emriyle tımar ve zeamet müesseselerine ait kanunları toplamış ve kritik ederek fenalıkların ortadan kalkması çarelerini öne sürmüştür.

22- MUSTAFA KOÇİ BEY (ölm.1650’ler) RİSALE-İ KOÇİ BEY

I.Ahmet’ten IV.Murat zamanlarına kadar hükümdarların hizmetinde bulunmuş ve Risale-i Koçi Bey adı verilen eserini Sultan IV.Murat için yazmıştır.Babinger’in tabiriyle Osmanlıların Montesque’sü kabul edilen Koçi Bey,III.Murat’tan başlayarak IV.Murat’a kadar göze çarpan bütün intizamsızlıklardan bahsetmiştir.Ayrıca eski devlet düzenine aykırı hareketleri,bu düzenin ihmal edilmesini yaklaşmakta olan yıkılışın başlıca sebebi olarak göstermektedir.1630’da yazılmış eser ancak son zamanlarda büyük önem kazanmıştır.İlk baskısı Ahmet Vefik Paşa tarafından yapılmıştır.Almanca, Macarca,Fransızca ve Rusça tercümeleri vardır. Yazma nüshaları,Berlin,Viyana,Münih,Petersburg, Kahire ve İstanbul Esat Efendi Kütüphanesinde bulunmaktadır.

23- İBRAHİM PEÇEVİ (1574-1650) TARİH-İ PEÇEVİ

1574’te Macaristan’ın Peçu kentinde doğmuştur. Anne tarafı Sokullu ailesine mensuptur.Sinan Paşa’nın Macaristan seferinde,Gran kuşatması,Eğri seferi ve Petervaradin kuşatmasında bulundu. Tokat’ta ve Temeşvar’da defterdarlık yaptı. 1641’de emekliye ayrılarak görevi bıraktı. Daha gençliğinde tarih incelemelerine aşırı bir eğilim gösteren İbrahim Peçevi 1520-1639 yılları için en önemli kaynaklardan biri kabul edilen tarih kitabını yazmıştır.Özellikle 1593’ten sonraki olayları bizzat yaşamış olması,padişah ve sadrazamlarla görüşmesi sebebiyle,birinci el kaynak sayılabilir. Eserini kaleme alırken yerli kaynakların yanı sıra Macar tarihçilerin eserlerine de bakmış ve böylece herhalde yabancı kaynaklara da bakan ilk Osmanlı Tarih yazarı olmuştur.IV.Murat’ın İran seferinden dönüşünün anlatılması eserin son bölümünü oluşturur.

24- KATİP ÇELEBİ (HACI ALİFE KALFA)

(1609-1657) FEZLEKE-İ TARİH

1609’da İstanbul’da doğan Mustafa b.Abdullah birçok memuriyetlerde bulunmuş 1657’de ölmüştür. Katip Çelebi Osmanlıların en büyük Polihistor(çok bilen)’larındandır.Toplam 15 eseri bulunmaktadır. 1-1592-1654 seneleri olaylarını içeren Fezleke-i Tarih,yaratılıştan yaşadığı döneme kadar gelen Arapça bir dünya tarihidir. 2-Keşfü’z-Zünun ,büyük bir bibliyografya kamusudur.Katip Çelebi’nin en büyük eseridir. 1653’te ikmal edilen bu eserde okuduğu ve bildiği 14.500 kitap ismini alfabe sırasıyla teskip etmiştir. 3-Tuhfetü’l-Kibar fi Esfari’l-bihar:1656 yılında yazılmış olan eser Osmanlı deniz gücü hakkında bilgi verir. 4-Takvimüt Tevarih;1648 5-Cihannüma; 1648’de yazmaya başlamıştır. Bitmemiş olan bu eser ilk ve tek dünya coğrafyasıdır. 6-Sultanü’l-Vusul-ila Tabakatü’l – Fühul ; meşhur adamların biyografisi. 7-Mizanü’l-hak fi İhtirarü’l-ahak; 1656’nın dini tartışmalarını anlatır.

25- KARA ÇELEBİZADE ABDÜLAZİZ EFENDİ (1591-1658) RAVZATÜ’L-EBRAR

1591 yılında İstanbul’da doğmuş,medrese tahsilini bitirdikten sonra müderris olmuş ve kadılığa kadar yükselmiştir.Ravzatü’l-Ebrar adlı eseri dünya yaratılışından 1646 senesine kadar gelen genel bir tarih olup 4.kısmı yalnız Osmanlı tarihine aittir. Ayrıca yazarın II.Süleyman’ın hayatını anlatan Süleyman-name adlı bir eseri daha vardır.

26- SOLAKZADE MEHMET HEMDEMİ (ölm.1657) FİHRİST-İ ŞAHAN veya SOLAKZADE TARİHİ

IV.Mehmet’in saltanatı zamanında (1648-1687) Fihrist-i Şahan ismiyle bir Osmanlı tarihi kaleme almıştır.Bu eser sonradan kısaca Solakzade Tarihi ismiyle tanınmıştır.Bu eser özellikle IV.Murat (1623-1640) devri için başlı başına önemlidir.

27- EVLİYA ÇELEBİ (1611-1678) SEYAHATNAME

Asıl adı Mehmet olan Evliya Çelebi,1611’de İstanbul’da doğmuştur.Ayasofya hafızı,sonra IV.Murat’ın muhasebe ve sohbetçisi ve nihayet sipahi olan Mehmet,seyahat hevesine kapılarak bir seyyah-ı alem olmuştur.1672 yılına kadar pek çok yerlere seyahat etmiş olan Evliya Çelebi’nin ölüm tarihi 1678’den sonradır.Seyahatine dair bıraktığı 10 ciltlik Seyahatname’nin konuları şu şekildedir. I.Cilt:İstanbul ve civarının tasviri II.Cilt:1640 Nisan’ında yaptığı Buca, Batum, Trabzon, Kafkasya,Girit seferi,1645’te Erzurum, Azerbaycan ve Gürcistan’a seyahat. III.Cilt: Şam-Suriye,Filistin-Urmiye,Sivas, El-Cezire,Ermenistan,Rumeli seyahati (Bulgaristan ve Dobruca) IV.Cilt: Van,Tebriz,Bağdat,Basra seyahati. V.Cilt: Van,Basra seyahatinin sonu,Oçakov seyahati,Rakoçzi’ye karşı sefer,Rusya seferi,Anadolu asilerine karşı hareket,Çanakkale yolu ile Bursa’ya avdet,Boğdan’a gidiş,Transilvanya seyahati, Bosna’ya gidiş,Dalmaçya seferi,Sofya’ya avdet. VI.Cilt: Transilvanya seferi,Arnavutluk’a gidiş, İstanbul’a avdet.Macar seferi,Uyvar’ın muhasarası, müellifin 40.000 Tatarla,Avusturya,Almanya, Flemenk’e ve Baltık Denizine kadar gitmesi. Uyvar’ın zaptı,Belgrad’a avdet. Hersek’e gönderilmesi,Raguza seyahati,Karadağ seferi,Kanija seferi ve Kanizsa-Hırvat memleketi. VII.Cilt:Avusturya,Kırım,Dağıstan,Deşt-i Kıpçak, Esterhan. VIII.Cilt: Kırım,Girit,Selanik,Rumeli. IX.Cilt: Garbi Anadolu,Suriye,Mekke ve Medine seyahati. X.Cilt: Mısır.

28- MÜNECCİM BAŞI (AHMET b. LÜTFULLAH) SAHAYİFÜ’L-AHBAR

Arapça bir genel tarih yazmıştır.Bu eser 1672’ye kadar olan olaylardan bahseder.

29- NAİMA (ölm.1716) Ravzatü’l Hüseyin fi Hülasat-ı Ahbarü’l-Hafikin veya Tarih-i Naima

Mustafa Naima adıyla tanınan müellif Halep’te doğmuştur.Erken yaşlarda İstanbul’a gelmiş ve saraya intisap (bağlanmak) etmiştir.Divan katibi olmuştur.1704 yılında devlet vakanüvisliği görevine tayin edilmiştir.1713’te defter emini,1715’te silahtar katibi iken açılan Mora seferine iştirak ile seraskerin (savaş bakanı) mahiyetinde bulunmuş ve bu sefer esnasında (1716) vefat etmiştir. Naima,Osmanlı tarihini 1591’den 1659’a kadar cereyan eden kısmını içeren çok önemli bir eser bırakmıştır.

30- FINDIKLILI MEHMET AĞA SİLAHTAR TARİHİ

Katip Çelebi’nin Fezleke’sinin devamı olarak bir Osmanlı tarihi yazmış ve 1654 ile 1695 senelerine tasvir etmiştir.Özellikle İmparatorluğun iç durumu hakkında kıymetli bir kaynak niteliğindedir.

31- MEHMET RAŞİD (ölm.1735) TARİH-İ RAŞİD

1714-1721 yılları arasında sarayda vakanüvislik yapan Raşid,Halep ve Mekke kadısı olmuş,sonra da İstanbul kadılığında bulunmuştur.1734’te Anadolu Kazaskerliğine (Osmanlı’da en yüksek ilmi rütbe, günümüzün adalet bakanı-Kadı ve müderrislerin atama ve tayin işleri ile ordu mensupları ile ilgili davalara ve devleti ilgilendiren davalara bakmaktan sorumlu olan kişi) tayin edilmiştir.1735’te vefat etmiştir. Naima’nın devamı niteliğinde 1660 ile 1721 yıllarına kadar olan zaman için esas kaynak teşkil edilen ve genellikle Tarih-i Raşid ismiyle anılan bir eser bırakmıştır.

32- SÜLEYMAN b.ŞEMDANİZADE (FINDIKLILI SÜLEYMAN) MÜRİ’T-TEVARİH

Müri’t-Tevarih(Müriyyü’t-Tevarih) isimli genel bir tarih olan eserine Osmanlı tarihini de ilave etmiştir. Şemdanizade’nin özellikle birçok kaynaktan yararlanarak yazmış olması eserine ayrıca bir kıymet vermektedir.En önemli kısmı kendi yaşadığı devri teşkil eder.

33- AHMET b. İBRAHİM RESMİ (1700-1783) HÜLASATÜ’L-İTİBAR

Birçok memuriyetlerde bulunmuş ve diplomatlık da yapmıştır.Viyana ve Berlin’e elçi olarak gönderilmiş ve bu münasebetle gördüğü işleri kaleme almıştır.Küçük Kaynarca anlaşmasını müteakip (1774) Rus harbi ve sulh müzakeresine ait Hülasatü’l-itibar unvanıyla bir risale (kitapçık, broşür- Osmanlı devletinde, toplumdaki ve devletin işleyişindeki aksamaların nedenlerini ve çözüm yollarının konu edildiği yazılardır.Bunlar daha çok saraya sunulmak üzere hazırlanmış, edebi dilin kullanıldığı eserlerdir) yazmıştır.

34- MEHMET SAİD (YİRMİ SEKİZ ÇELEBİ)

1720-1721’de Fransa kralı XIV.Louis’e elçi olarak gönderilmiş ve buna ait bir eser bırakmıştır.

35- AHMET VASIF (ölm.1806) MEHASİNÜ’L-ASAR ve HAKA’İKÜ’L-AHBAR

Bağdatlı Ahmet Vasıf,Türk-Rus harbinde Ruslara esir düşmüş,fakat Katerina’nın sulh müzakeresine ait mektubu ile geri gönderilmiştir.O müzakere esnasında epey rol oynamış ve 1772’de Ruslar ile yapılan Bükreş anlaşmasında vakanüvis vazifesini ifa etmiştir.1783’te devlet vakanüvisliği makamına gelmiş,ertesi yıl Madrid’e elçi olarak gönderilmiştir.1791’de Ruslarla yapılan sulh müzakeresinde önemli rol oynamıştır.Bir süre için gözden düşen hatta sürgün edilen Ahmet Vasıf tekrar yükselerek baş defterdar olmuştur. Ahmet Vasıf’ın eseri Mehasinü’l-Asar ve Haka’ikü’l - Ahbar ismini taşır.1752-1774 senelerini içerir.1788’e ait ikinci cildin büyük kısmı Enveri’ye aittir.

36- AHMET ASIM BURHAN-I KAT’I (Türkçe’ye çevirmiştir.)

1789’da Antep’ten İstanbul’a gelerek yedi senelik bir çalışmadan sonra maruf (herkesçe bilinen/arif) Farisi Kamus olan Burhan-ı Kat’ı Türkçe’ye çevirmiştir.1807’den itibaren devlet vakanüvisliği vazifesine getirilmiştir.Telif ettiği (yazdığı) tarihi Sistov anlaşmasının akdi (sözleşme) ile başlar. II.Mahmut’un tahta cülusu ile 1808’de biter.

37- HALİM GİRAY GÜLBÜN-İ HANAN

Kırım Hanının neslindendir. Çatalca’da oturtulmuş ve burada şiir ve edebiyat ile meşgul olarak yaşamıştır.Bundan başka bir de Gülbün-i Hanan adlı mufassal (ayrıntılı) bir Kırım tarihi de yazmıştır.Eser 1466’da başlar ve 1801’de Midilli’de ölen Bahıt Giray’a kadar gelir.

38- KEFELİ İBRAHİM b. ALİ Tevarih-i Tatar Han ve Dağıstan ve Moskov ve Deşt-i Kıpçak Ülkeleri

Kırım Hanı Fatih Giray’ın divan katipliğini yaptı. Eserini 1736’da yazmıştır.

39- MEHMET SAİD (FARAİZCİ ZADE) (ölm.1835) GÜLŞEN-İ MA’ARİF

Bursalıdır.Ulemadan olup 1835’te vefat etmiştir. Eseri iki kısımdan ibaret bir genel tarihtir.Bunun ikinci kısmı Osmanlı tarihine ait olup Küçük Kaynarca anlaşmasına kadar gelir.

40- HAYRULLAH EFENDİ TARİH-İ DEVLET-İ ALİYYE-İ OSMANİYE

1817’de İstanbul’da doğmuştur.Meşhur tıp ve ilahiyat alimi Abdülhak Molla’nın oğludur.İyi bir medrese tahsili görmüş ve müderris olmuştur.Sonra özellikle maarif (eğitim) işleriyle meşgul olmuştur. Şair-i azam Abdülhak Hamit Tarhan’ın babası olan Hayrullah Efendi ilk defa olarak Batı kaynaklarından da yararlanmak suretiyle Osmanlı tarihini yazan bir Türk müverrihidir (tarihçi). Hayrullah Efendi,Osmanlı tarihini dünya tarihinin bir parçası gibi almış ve yalın bir dille aynı devirde yaşayan İslam ve Hıristiyan hükümdarları hakkında mütalaada (bakış açısı) bulunmuştur.Hayrullah Efendi’nin yararlandığı başlıca batı kaynakları Fransızca idi.Hammer’in Osmanlı tarihini de Fransızca’dan okumuştur.Eseri I.Ahmet devrine (1603-1617) kadar gelir.

41- ATABEY (1810-1880) ATA TARİHİ

Asıl ismi Tayyarzade Ataullah Ahmet olan müellif büyük memuriyetler işgal etmiş olan Ata’nın kaleminden Ata Tarihi ismiyle bilinen beş ciltlik Osmanlı tarihini yazmıştır. Bu eser özellikle tasnif (düzenleme) özelliği ile ve bu zamana kadar belli olmayan bazı eski kaynaklardan yararlanılarak yazılmasından dolayı kendisinden önceki tarihlerden çok farklıdır.Saray hayatında teşrifat (protokol),sadrazamlardan,Osmanlı siyasetinde rol oynayan diğer büyük şahsiyetlerden ve alimlerden bahsedilmektedir. Özellikle II.Mahmut ve Abdülmecit devri için çok önemlidir.

42- MUSTAFA NURİ PAŞA NETAYİCÜ’L-VUKU’AT

Asıl adı Seyyid Mustafa Nuri Paşa’dır. Mısır’dan yahut Tunus’tan İzmir’e gelen Mansur zade ailesine mensup olup 1814’te İzmir’de doğdu.Defter-i Hakani (Osmanlı yönetiminde tapu ve kadastro genel müdürlüğü'nün karşılığı olan kuruluş-Osmanlıca hukuk terimi,meali: tapu sicili.) nazırı (bakan) iken Osmanlı tarihine ait Netayicü’l-Vuku’at adlı bir eser yazmıştır. O,eski vakanüvisçilerin yazış tarzını bırakarak vakaları tenkitçi (eleştirel) gözüyle görmek ve anlayışlı bir dil kullanmak yolunu seçmiştir.Eser 4 cilttir.

43- AHMET VEFİK PAŞA (1823-1891) FEZLEKE-İ (ÖZET) TARİH-İ OSMANİ

XIX. asrın en büyük Türk bilginlerinden olan Ahmet Vefik Paşa,Türk dilinden başka Osmanlı tarihi ile de meşgul olmuş ve bir tarih el kitabı hazırlamıştır.Sultan Abdülaziz’e kadar Osmanlı tarihini içeren eseri Fezleke-i Tarih-i Osmani’dir.

44- AHMET CEVDET PAŞA (1822-1895) MECELLE / TARİH-İ CEVDET

Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen büyük devlet ve bilim adamı. Mecelle'yi kaleme alarak İslam Hukukunu sağlam bir dille kitaplaştıran kişi. 27 Mart 1822 (H. 1238)’de Tuna kıyısında bulunan Lofça kasabasında doğdu. Babası Lofça İdare Meclisi azasından İsmail Ağadır. İlk tahsilini Lofça’da yaptı. Yaradılıştan zeki ve kabiliyetli olduğu gibi, pek de çalışkandı. Dedesinin yardımı ile 1839 yılında İstanbul’a geldi. Medrese tahsiline başladı. Bu arada, matematik, astronomi, tarih ve coğrafya gibi ilimlerle de uğraşarak kültürünü artırdı. O zaman çok meşhur olan Murad Molla tekkesine tatil günleri giderek Farisi öğrendi ve Mevlana’nın Mesnevi’sini bitirdi. Divançe’sinde bulunan şiirlerin çoğunu bu tekkeye devam ettiği sırada yazdı. 1844’te 22 yaşındayken Çanat payesi ile Rumeli kaleminde kadı oldu. 1845 yılında müderris olarak İstanbul camilerinde ders vermek hakkını elde etti. 13 Ağustos 1850’de Meclis-i Maarif azalığı ile birlikte Dar-ül-Muallimin (Öğretmen okulu) müdürlüğüne getirildi. Bu mektebi kısa zamanda ıslah ederek, mektebe giriş ve imtihan usullerini yönetmeliklerle tesbit etti. Encümen-i Daniş’e (Osmanlı Akademisi) 1851’de asli üye seçildi. Tarih-i Cevdet namıyla şöhret bulan kıymetli eserinin üç cildini 1854 yılında bitirip Sultan Abdülmecit'e sundu. Eseri çok beğenen Sultan, rütbesini yükseltti. Bir sene sonra da devletin resmi tarihçisi oldu. Osmanlı Devletinin kanunlarını yapacak olan Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliyeye 1861 yılında üye tayin edildi. 1866 yılında ilmiye sınıfından vezirliğe geçti. Halep vilayetine vali tayin edildi. Bir müddet orada kaldıktan sonra yeni kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye ye başkan tayin edildi. Bu vazifede çok faydalı işler gördü; memleketin adliye ve hukuk sistemini devrin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalıştı. Ali Paşa, Fransız medeni kanununun tercüme edilerek Osmanlı Devletinde tatbik edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Buna karşı Ahmed Cevdet Paşa ve aynı düşüncede olanlar, İslam Hukukunun zengin ve tatbik edilmiş en kuvvetli dalı olan Hanefi fıkhının sistematik hale getirilerek kanunlaştırılması fikrini müdafaa ediyorlardı. Bu ikinci yani, Ahmed Cevdet Paşa ve arkadaşlarının fikirlerinin tatbiki için Mecelle Cemiyeti adıyla ilmi bir heyet toplandı. Memleketin en kıymetli hukuk alimlerinin iştirak ettiği bu meclis, Kur’an-ı kerimin hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırlayarak, büyük hizmet etti. Cevdet Paşa, 1879 yılında Maarif Nazırlığına tayin edildi. Sonra da, çeşitli valiliklerde, Adliye, Maarif, Dahiliye, Ticaret nazırlıklarında bulundu. Padişah’ın hususi encümenlerine iştirak etti. 26 Mart 1895’te vefat etti. Naaşı, Fatih Camii bahçesine defnedildi. Ahmet Cevdet Paşa, ilk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanım'ın babasıdır.

Başlıca Eserleri: Tarih-i Cevdet: 12 cilttir. Osmanlı Devletinin 1774-1825 seneleri arasındaki tarihini anlatır. Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa: 12 kısımdır. Cevdet Paşanın en tanınmış eseridir. Hazret-i Âdem’den itibaren birçok peygamberin, İslam halifelerinin, İkinci Murad’a kadar Osmanlı padişahlarının tarihinden bahseder. Tezakir-i Cevdet: Devrinin siyasi, içtimai, ahlaki cephesini anlatmıştır. Ma’ruzat: Sultan İkinci Abdülhamid’e 1839-1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi hadiseleri takdim etmek için hazırlanmıştır. Mecelle: Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında bir hey’et tarafından hazırlanmıştır. Divançe-i Cevdet: Gençliğinde yazdığı şiirleri, Sultan İkinci Abdülhamid’in emriyle bu kitapta toplamıştır. Kavaid-i Osmaniye: Fuad Paşayla birlikte yazdığı dil bilgisi kitabıdır. Ayrıca Belagat-ı Osmaniye - Kavaid-i Türkiye, Takvim-ül Edvar-Miyar-ı Sedad, Adab-ı Sedat fi-İlm-il-Adab, Hülasatül Beyan fi-Te’lifi’l -Kur’an, Asar-ı Ahd-i Hamidi, Hilye-i Seadet, Ma’lumat-ı Nafia adlı eserleri çeşitli mevzulardan bahsetmektedir.