Namus
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Namus (Arapça: el-Namus el-ekber الناموس الأكبر, „en büyük sırlara hakim olan“) birçok oryantal toplumlarda saygı ve sevginin yanında, özellikle aile içindeki otorite ilişkileri için merkez değerlerden birisi. Özellikle Türkçedeki anlamı, İslam ile bağlantısı olan cinsellik kurallarına da değinir. Türk Dil Kurumu'na göre; "Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık" ve "Dürüstlük, doğruluk" olarak tanımlanmıştır. [1]
Namus sözcüğünü sadece eski arap kaynaklarında değil eski yunan kaynaklarinda da bulmak mümkündür. Ayrıca Tevrat'in yunanca adı Tora Namus', "Düzen" anlamına geldiği için Namus kelimesinin kökü Arablarda değil Yunanlarda bulunduğu düşünülür. Türkçenin haricinde Farsça, Kürt dillerinde ve Urdu dilindede kullanılır.
Konu başlıkları |
[değiştir] Toplum için anlamı
"Namus anlayığı"na sahib kültürlerde, erkeğin namusu ailesine dair bayanların cinsel çekimserliği ile korunur; Bir kadın ailesinin namusunu tehlikeye sokmamak için daima belli kurallara uyması gerekir. Bir bayanın ve ailesinin namusu, ancak o bayan bakire olarak evliliğe girerse korunur. Bir erkeğin namusu, harama el uzatırsa da tehlikeye girer.
- "Başka bir anlamı ile "namus", ailenin kendi içine dönük dünyası ve dışarıdaki bekar erkeklerin dünyası arasındaki sınırdır. Bu sınırın aşılması namusun kirlenmesine yol açabilir, ama bunun nedenleri ve derecesi net şekilde belirlenmiş değildir." Werner Schiffauer
[değiştir] "Namus" anlayışının toplumdaki etkileri
"Namus" geleneksel oryantal topluluklarda en önemli değer anlayışıdır. Günümüzdeki hızla ilerliyen şehirleşme, şehirlerde yaşıyan insanlara daha çok anonim olma, ailenin kontrolünden uzak kalma ve eski sert kuralları gevşetme imkani vermiştir. Ama kırsal bölgelerin kasabalarında ve köylerde eski kurallar hala çok canlı ve etkilidir.
[değiştir] Olumlu etkileri
İslami görüş açısından "namus", toplumdaki bayanları erkeklerden daha korumasız olarak görüldükleri için tehlikelere karşı korumak için tasarlanmış bir uygulamadır. Buna göre, Bayanlar aileye bağlı bir yaşam sürdürdükleri sürece, kendilerinin namusundan sorumlu olan erkeklerin hakimiyeti ve koruması altında emniyette olurlar.
[değiştir] Olumsuz etkileri
Namus anlayışı, aynı anda kadınların erkeklerden daha korumasız ve kendilerine hakim olamiyacak kadar zayıf olduklarının kabul edilmesi olarakta değerlendirilebilir. Bir bayanın ailesinden fazla uzaklaşmasını ve ya meslek kariyeri yapmasını neredeyse imkansız kılar. Bütün dünyada ve her toplulukta kadın oranı 3'te 2 olduğu dikkate alınırsa, kadınların kariyer yapması imkansız olan topluluklarda sadece üçte birini oluşturan erkekler brüttososyalprodukta katkıda buluyor anlamına gelir. Böylece bu toplulukların, kadınların çalışabildiği toplulukların gelişme hızına yetişmesi imkansız olduğu sonucuna varılır.
Namus anlayışının en sıkı şeklini yaşıyan toplumlarda "erkek" bir bakış açısı olduğundan, bir tecavüzün kurbanı olmuş bir bayan kurban olarak görülmez. Böylece namusunun kirlenmiş olduğuna inanan aile, tecavüze uğrayan kızlarını öldürerek namuslarının tekrar temizlediklerine inanırlar. Bazı ailelerde ise tecavüze uğramış olan kıza, kendiliğinden intihar edene kadar sosyal baskı uygulanır.
Bu şekilde namus yüzünden ölen kızların sayısı, Terre des Femmes adlı kadınları koruma kuruluşu tarafından yılda 5000 olarak tahmin edilir.
[değiştir] Bakireliğin kanıtı
Namus açısından bakire olarak evliliğe girmek çok önemlidir. Evliliğin (genelde) ilk gecesinde bakirelik sona erdirildiğinde, çarşafın üzerinde meydana gelmesi beklenen kan lekesi bu kültürlerde Namus'lu bir geçmişin kanıtı olarak görülür. Özellikle Türkiye'nin doğusunda bu leke "Namus gülü" olarak adlandırılır ve gururla yeni evlenmiş çiftin kapısı önüne asılır.
- "..Namus, ailenin çevresindeki toplum ile alakası olan bir mesele olduğu için, bakireliğin kanıtı'da kamu oyuna açık bir meseledir, ve dışarıdaki insanlarında bunun kanıtını görmesi gerekir." (Elçin Kürşat)
Türkiyenin büyük kentlerinde bu gelenek genelde ilkel ve saçma olarak görülür. Çünkü kızlık zarının zedelenmesinde gerçekleşen kanama çok farklı olabilir, ve bazen hiç kanamamasıda mümkündür. Ama buna rağmen bu gelenek hala uygulansada, ancak kayınvalidenin herhangi bir şüphesi olduğundan dolayı gerçekleşir, ve bu kanıt sadece ailenin bayanları arasında incelenip değerlendirilir.
Bekar bayanlar bazen ortaya çıkmış söylentilerin yaşamlarına olumsuz etkilerinden dolayı, gönüllü olarak kadın doktorundan bakirelik belgesi alıp dedikoduyu ortadan kaldırırlar.