Ercümend Behzad Lav

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu ansiklopedi maddesinin biçim olarak Vikipedi standartlarına ulaşması için elden geçirilmesi gerekmektedir.
Bu madde Aralık 2005 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır.Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.


== Özgeçmiş == (KENDİ KALEMİNDEN)

15 Kasım 1903'te İstanbul'da Şehzadebaşı'nda Letafet Apartmanının Bozdoğan kemerine bakan köşesinde (şimdi 16 Mart Şehitler Caddesi) doğdum. Dedem olan Miralay Mahmut Raşit'i minderine oturmuş Mevlana'dan Hayyam'dan parçalar okur halde hatırlıyorum. Arapça Farsça bilir, bu dillerden çeviri yapardı.

Kendisi Çanakkale Mevk-i Müstahkem Kumandanlığı, emekli olduktan sonra da Mühendishane-i Berri-i Hümayun'da riyaziye hocalığı yapmıştı. Çok uyanık bir adamdı: babam Bingazi'de sahra topçu kumandanı iken beni atının terkisine alıp gezdirirdi. Beş yaşlarındaydım. Babam atta giderken bir elinde ufak bir sahra nargilesi, öteki elinde divanı, bana bir şeyler anlatırdı. Şairdi babam: Tanzimat Dönemine kadar olan şiirimizi yakından incelemiş, ondan sonrasına imkan bulamamıştı. Elimizdeki divanından bu anlaşılıyor. Aslında iki Divanı var. Biri annemin elyazısıyla temize çekilmiştir, bende durur. Beni Bingazi'de Cizvit Ana Okuluna verdiler. Papazlarla okudum. Kızkardeşim de Bingazi'de doğmuştur. İtalyan gemileri gelip Libya'ya dayanınca ordan İstanbul'a geldik. Sanırım 1911 yılları. Bu arada İstanbul'la Bingazi arasında birkaç kere gidip geldiğimiz olmuştur.

Dayım (aslında anneannemin kızkardeşinin oğlu) Arif Yakovalı çok alafranga bir adamdı. Halit Fahri'nin arkadaşıymış. Kendisi çağın zarif adamlarından biriydi; salon adamı. Bozdoğan kemeri yakınında beş katlı büyük bir konakları vardı. Babası Haci Arif Bey, konak yapılıp da eve taşınacakları gece hafiyelerin jurnaliyle bir gece alınıp Fizan'a sürülüyor. Dayım, Servet-i Fünun edebiyatını çok iyi bilirdi. Aruzda bir çeşit dil arınması yolunda çalışmaları vardı. Halit Fahri'nin dayım öldükten sonra yayınladığı Baykuş piyesinde bu nitelikte mısralar gördüm. Onları çok daha önce kendisi bana okumuştu. Beni şiire iten daha çok dayım olmuştur diyebilirim. Ticaret amacıyla Zonguldak'a gitmek için ufak bir gemi kiralamıştı. O gece bahçelerine bir hırsız girmiş, hırsızı yakalamak için bahçeye inince hırsız korkarak kendisini vurmuş.

Babam sonradan Serez'e atanıyor. Çok iyi hatırlamıyorum: 1907-1908 yılları; Sultan Reşat tahttaydı. Orada sünnet oldum. Sonra trene bindirdiler; Serez'den İstanbul'a dedemin yanına geldim. Beni Assomption okuluna yazdırdı dedem. Üç yıl okudum orada. Daha sonra, nedense ordan alarak Hadika-yı Meşveret mektebine verdi. Hakkı Süha'nın mektebin bahçesinde top oynadığını hatırlıyorum. O, o sıralar 19 yaşında filan vardı. Bir yıl okudum bu okulda. 1912'de Balkan Savaşı döneminde öldü babam. 1913'te dedem beni bu kez İstanbul Sultanisi'ne yazdırdı.

Sonradan Birinci Dünya Savaşı başlayınca yabancı okullar kapatıldı, bizim okul da şimdi Saint Benoit'nın yerine geldi. Ve ben devlet hesabına okumaya başladım. Hakkı Tarık Us, Şakir Seden, Emin Ali, İhsan Raif Hanımın kocası, Haluk Nihat Pepeyi hocalarımdı. Nurettin Artam da üst sınıflarda öğrenciydi. Sonradan Mısır'a savaşa gitti. İlk tiyatro deneyimlerimiz ya da esinlerimiz bu okulda başladı. Mesut Cemil kız rollerine çıkardı. Hilmi Ziya bizden iki üç sınıf ilerdeydi. Nurettin Artam'ın sınıfında.

Önce İtalyanca, sonra Fransızca; daha sonra da Almanca hocalar...Dil yönünden bir karmaşa içindeydi. Annem bana ayrıca bir de Alman hoca tutmuştu. O dönemde (1916-1917 yılları) Strauss'un, Emmerich Karlman'ın operetlerini seyrettiğimi hatırlıyorum. Çardaş Fürstin'lerin, Kraliçelerin İncileri, Şen Dullar vb. 1919'da Darülbedayi'e girmeden önce başka bir tiyatronun açtığı sınava girdim. Benimle birlikte Şaziye (Moral), Emin Beliğ de sınava katılmıştı. Ben RAşit Rıza'nın oynadığı bir oyundaki bir tiradı okuyunca beğendiler. (Hepimiz Raşit Rıza'ya hayrandık.). "Sonucu bildiririz" dendi, meğer ilan etmişler, bir gün sınav kurulundan Mehmet Rauf'a rastladım, o söyledi kazandığımı. Ancak patronumuz sonradan bu işin çoluk çocukla yürümeyeceğini anlamış olacak ki bizim provalarını yaptığımız oyunlara Raşit Rıza, Onnik Binemeciyan'ı angaje etmiş. Açıkta kaldık tabii. O tiyatro bir süre DArülbedai'den aldığı oyuncularla yaşamasını sürdürürken, ben artık oraya uğramaz olmuştum. Şadi Beyin ve Edebiyat hocam Reşat Nuri Bey'in aracılığıyla İbnürrefik Ahmet Nuri Beyle tanıştırıldım. Birkaç gün sonra da, Darülbeydayi kadrosuna girdim. O çağda Darülbedayi yönetici kadrosu arasında Savni Bey (Belediye MEclis Üyesi), Refik Halid Bey, Reşat Nuri Bey (Kayseri Gülleri'nin çevirmeni) bulunuyordu. Reşat Nuri Bey kadroya girer girmez beni kendi adapte ettiği bir Fransız komedisinde oynattı: Bahar Hastalığı. Toy bir papaz çömezini canlandırdım. Rölüm gereği olan sıkılkanlığa kendi gerçek sıkılganlığımı fazlaca aktarmış olacağım ki başarılı kabul edildim. Toyluk da vardı tabii. Bir yıl kadar sonra anneannemi kandırdım (dedem de karşı çıkmadı), 21 döneminde Almanya'ya gitmtim. Ben keman dersleri de almıştım daha önce. Berlin'de Stern Müzik Konservatuarı'na yazıldım. Ayrıca Reinhardt Akademi'nin derslerine de devam ettim. Beş yıl kadar Almanya'da kaldım. Dönünce yine DArülbedayi'e girdim. Baykuş'u oynadım. Eliza Binemeciyan'la birlikte oynadık.

1925-25 dönemi Muhsin Ertuğrul ve arkadaşları: Ferah Tiyatrosu.

1927-30 yeniden Darülbedayi. İbsen'in Hortlaklar'ı (Neyyire Neyir'le), Matmazel Julie (Bedia Muvahhid ve Halide Pişkin), yine Bedia'yla Çapek'in RUR'u, Deyyus (Ertuğrul Muhsin Konstruktif bir reji anlayışıyla sahneye koymuştu. Partönerim Bedia. Bu oyunu Türkçe'ye ben çevirmiştim.), Tolstoy'un Zifaf Marşı (Neyyire Neyir'le).

1930-1935 yılları arsında gazetelerde gece sekreterliği yaptım. Çeviriler yaptım. Dergilerde yazdım. Ankara Postası, Karım Beni Aldatırsa ve Bir Millet Uyanıyor filmlerini Muhsin'in rejisörlüğünde oynadım. S.O.S ve KAOS, Şehir Tiyatrosundan ayrıldığım dönemlerde çıkmıştır.

Muhattar Hanımla evlendim. Darülbedayi'den ayrıldığım zaman Türk Akademi Tiyatrosu (TAT) adlı bir tiyatro kurdum, Ertuğrul SAdi ile birlikte. Olanaksızlıklar yüzünden kapandı. Vakit, Hareket, Akşam gazetelerinde çalıştım.

1935'te Matbuat Umum Müdürlüğü'nce açılan spikerlik yarışmasını kazandım ve başkente gittim. Orada ayrıca yayın şefliği görevini de üstlenerek 1943'e kadar çalıştım. Bu süre içinde halkevleri rejisörlüğüne de atandım. Raşit Rıza da rejisördü. 1935-47 yılları arasında bu görevin gereklerini yerine getirdim. 1947'de halkevlerinde ihtisas kadroları lağvedilince yeniden Şehir Tiyatrosu'na döndüm. 1950'de İstanbul Konservatuarı'nda tiyatro ve bale bölümlerini kurmakla görevlendirildim.

1950-62 dönemi içinde Kanservatuar'ın bu iki bölümüne Rezzan Abidinoğlu, Burhan Toprak da katıldı. Bu dönemde oynadığım büyük kompozisyon rolleri: Ertuğrul Muhsin'in rejisörlüğünde Cahide Sonku ile Ruy Blas, Othello'da "Iago" (C.Sonku ve Hüseyin Kemal ile), Don Juan, Hile ve Sevgi (Bu oyundaki rolümden dolayı Bonn Hükümeti tarafından F.K. Gökay aracılığı ile bir madalya verildi; ayrıca Shiller fonundan Almanya'da konferanslar verilmek üzere çağrıldım. Ancak, siyasi nedenlerle olacak, pasaport vermediler.), Saygılı Yosma, Peer Gynt, Tarlakuşu. Bu arada Danton'u oynamak üzere hazırlandık, sakıncalı bulundu, sahneye konmadı. O oyunda ben Robespierre'i oynayacaktım. Talat Danton'du. Aynı oyun önce Muhsin tarafından sahneye koyulmak üzereyken de yasaklanmıştı.

Ankara Halkevi'nde filarmonik orkestradan ayrılmış bir ekibin müziğiyle Makbet'i sahneye koydum. Çevirisini de ben yaptım. Makbet rolünü ben oynadım..

Ercümend Behzad Lav, 16 Mayıs 1984'te İstanbul'da öldü.


[değiştir] Kitapları

  • SOS İlk Baskı 1931, Sinan Matbaası
  • KAOS İlk baskı 1934, Ülkü Kütüphanesi
  • KARAGÖZ STEPTE İlk baskı 1940 CHP yeni seri temsil yayını
  • AÇIL KİLİDİM AÇIL İlk Baskı 1940 Haşet
  • MAU MAU İlk baskı 1962 Düşün
  • ÜÇ ANADOLU İlk baskı 1964 Yeditepe
  • ALTIN GAZAP İlk baskı 1971 Yücel

(Kaynak Tüm eserleri: 1996 YKY Hazırlayan Doğan Hızlan)