Kullanıcı:Selkem/BOP

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bu madde haksız olarak silinme tehlikesi altında bulunduğundan burada korumaya alınmıştır.

Konu başlıkları

[değiştir] Büyük Ortadoğu Projesi

Büyük Ortadoğu Projesi , resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi, ABD’nin 1997'de oluşturduğu 'Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi'nin (PNAC)[1] bir alt unsurudur. (Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Dick Cheney, Richard Perle ve William Kristol)

ABD tarafından BOP’a ilişkin bütün değerlendirmeler, NNSS 02 olarak kodlanan Ortadoğuda ABD’nin Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi: Bir 11 Eylül Sonrası Analizi,(New National Security Strategy of The USA in the Middle East Apost September 11 Analysis) adlı belgeye dayandırılmaktadır.

ABD'nin batıda Fas, doğuda Moğolistan, kuzeyde Çeçenistan, güneyde Yemen'e kadar uzanan bir coğrafyada yer alan ülkelere yönelik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren kapsamlı bir "islam coğrafyası" dönüşüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun vadeli bir değişimi hedeflemektedir.

ABD Büyük Orta Doğu Projesini, desteğini almak istediği G-8’i oluşturan Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Kanada, İngiltere ve Rusya’ya iletmiştir. Bu ülkelerde mercek altına alınan proje, Haziran 2004’te Amerika’da, G-8 zirvesinde ele alınmıştır.

Bu Projeyi ilk olarak Washington Post Gazetesi gündeme getirmiştir. Arap dünyasının prestijli gazetelerinden El-Hayat ise taslağı ele geçirdiğini belirtmiştir.

[değiştir] Petrol

Her gün tüm dünyada tüketilen petrolün % 55’i, yani 43 milyon baril, ithalat ihracat yoluyla el değiştirmektedir. Küresel petrol akımlarının güvenliği, ABD’nin stratejik bir önceliğidir. Günde 35 milyon baril petrol, Süveyş Kanalı, Hürmüz (13 milyon), Malakka (10 milyon), Bab el Mandeb, İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçmektedir. Bunlara, Kızıl Deniz ve Akdeniz’e akan 4 adet petrol boru hattı da eklenmelidir. Suudi Arabistan’ı batıdan doğuya geçip Yambu limanına varan hat, günlük 5 milyon barillik kapasiyesiyle en önemli olanıdır. Daha düşük kapasiteli bir diğer hat ise, Irak’tan Ceyhan’a ulaşmaktadır.Institut Français des Relations Internationales, Pierre Noel

2025 yılına gelindiğinde, ABD’de tüketilen petrolün % 71’i, Batı Avrupa’dakinin % 68’i, çin’dekinin % 73’ü kendi ülkeleri dışından sağlanacaktır. Enerji gibi yaşamsal bir sektörde oluşan ve gitgide artan bu dışa bağımlılık, Orta Doğu, Afrika, Orta Asya’da, büyük güçler ve petrol şirketlerinin kendi aralarında başlatmış oldukları petrol savaşını, ve Irak savaşını da izah etmektedir.Centre Arabe d’Etudes Petrolières, Nicolas Sarkis

[değiştir] Büyük Ortadoğu Projesi ile ABD'nin Amacı

Büyüt

1945 yılında, ABD Başkanı Roosevelt ve Suudi Kralı arasında imzalanan antlaşma ile Amerikan şirketlerinin Suudi petrolü üzerindei hakimiyetini başlatan adımı atılmış oldu. İran’da ise, farklı bir yöntem izlendi. Roosevelt ailesinden CIA Tahran İstasyon Şefi Kim Roosevelt ile Şah’ın dostu, 1991 Körfez Savaşı ABD Ordusu Komutanı Schwarzkopf’un babası General Norman H. Schwarzkopf’un öncülüğünde, İran petrolünü millileştiren Musaddık bir darbeyle devrildi, ülkeden kaçmış olan Şah geri getirildi, askeri polislikten gelme General Schwarzkopf Savak’ı eğitti ve İran petrolü de Batılı şirketler arasında yeniden paylaştırıldı. Sonraki yirmi yıl içinde de, Ortadoğu petrolünün yüzde 65’i Amerikan şirketlerine geçti.Haluk Gerger

[değiştir] Felsefi Yaklaşımlar

ABD eksenli kapitalist bloğu Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) türünden yeni senaryolara iten 4 temel tehdidin söz konusu olduğu düşünülmektedir.

1. Çağdaş tatminsiz bireyin arayışı sürecinde "İslami yönelişin adresini saptırmak"

2. Dünyanın ekserisini ilgilendiren fakirlerin isyanı.

3.Diğeri ise sayısal olarak dünya nüfusunun azınlığını teşkil etse de, harekete geçirebileceği değişim dalgalarının çapı ve derinliği itibariyle aslında kapitalizmi "içerden" değişime uğratma dinamiğini de barındıran, kapitalizmin içinde bulunduğu tatminsizlik.

4. Petrol ve su kaynaklarının güvenliğini garanti altına almak

Bu 4 ana sorun ile BOP arsında iki aşamalı bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Nihai mal ve hizmet satışı, bir yandan da üretim girdisi temini anlamında yeni pazar yaratmak ve de yeni kapitalist dinamik ve varsayımların Çin eksenli coğrafyadan gelişimini önlemek. Kısaca ana amaç Asya eksenli bir medeniyet başkaldırısının önünü kapatmak. Ancak ABD’nin projeyi hayata geçirmede ciddi sıkıntılarla karşı karşıya geleceği ve büyük ihtimalle başarılı olamayacağı çünkü projenin temel felsefe itibariyle özellikle "Ortadoğu" olarak kabul edilen Arap dünyasındaki mevcut yönetimleri karşısına aldığı ifade edilmektedir.[2]

[değiştir] 11 Eylül 2001 Saldırıları

11 Eylül saldırılarından sonra Orta Doğu’da siyasi ve iktisadi haklarından mahrum kalanların sayısının artmasıyla bölgede aşırı uçların, terörizmin ve organize suçun güçlendiği görüşü ABD’de hakim olmuştur.

ABD başkanı Bush, potansiyel olarak tarihsel bir kapsamı olan Büyük Orta Doğu için bir plan önermiştir. Söz konusu planda bu bölgenin Amerika'nın dış politikasındaki önemi vurgulanmaktadır

Bu amaçların gerçekleştirilmesi için George W. Bush’un güvenlik danışmanı (şuan dışişleri bakanı) Condoleezza Rice’nin de söylediği gibi bölgedeki 22 ülkenin sınırlarının değişmesi gerekmektedir. Bunun ilk adımları da Afganistan ve Irak’ın işgalleri ile atılmıştır.[3] [4] [5]

Condoleezza Rice'ın Kudüs'te "yeni bir Ortadoğu'nun zamanı geldi" demesi, kısa bir süre önce Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi "American Armed Forces Journal"da çıkan bir makaleyi adeta doğrulamaktadır. Pentagon'la ilişkili bu dergide neocon akımın önde gelen isimlerinden emekli Albay Ralph Peters tarafından kaleme alınan "Kanlı Sınırlar" başlığıyla yayınlanan makale açıkca Ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Peter yazıda; demokrasiyi yaymak ve terörün kökünü kazımak için Ortadoğu'da sınırların yeniden belirlenmesi gerektiği", Churchill'in mirası olan bu yapay sınırların istikrarsızlığa yol açmakta, yeni sınırlar etnik köken ve din ekseninde yeniden çizilmelidir demektedir.[6]

Bu geniş coğrafya, dünya enerji kaynaklarının çok büyük bir bölümüne sahiptir. Bu anılan geniş bölgede farklı uluslar, kültürler, diller ve dinler yaşamaktadır. Bu alanlarda ABD ekseninde bir “düzen ve istikrarı” kurmak ve egemen kılmanın, bir bakıma dünya egemenliğini büyük bir dayanağa ve güvenceye kavuşturmak anlamına geleceği kabul edilmektedir. Başta petrol olmak üzere doğalgaz, su gibi temel maddelerin denetim altına alınması, nakil yollarının denetlenmesi demek, aynı zamanda, olası rakip devlet veya devlet gruplarının önünün kesilmesi anlamına gelmektedir.

İkinci hedefin enerji kaynaklarının ele geçirileceği ve daha şimdiden bölge petrollerinin %40’ı olan Irak petrolleri, Afganistan’daki zengin uranyum kaynakları fiilen olmak üzere el değiştirdigi bu durumun dünya bor tuzlarının %75 ine sahip bulunan Türkiye Cumhuriyeti 'ni de yakından ilgilendirdiği belirtilmektedir.[7]

CIA'nın eski direktörü James Woolsey 'in tespiti ;

Bu, teröre karşı bir savaş olmanın ötesinde, bizim 20. yüzyıl boyunca inşa edip savunduğumuz liberal uygarlığı tehdit eden Arap ve Müslüman dünyasına demokrasi götürme savaşıdır. Bu savaş, tarihsel nedenlerle demokrasiye geçemeyen Ortadoğu'nun çehresi tamamen değişinceye dek sürecektir. Amerika son yüzyılda 4 kez ayağa kalkmıştır. (1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı), Bu savaş, bölgeye özgürlük getirene dek sürecektir.[8]


Bir başka hedefin ise küresel sömürü aracı olan nitelendirilen doların mevcut hegemonyasının sürdürülmesi isteğinin olduğu görüşüdür.[9]

[değiştir] Amerikan Barışı ve Ortadoğu

Büyüt

Bradley A.Thayer tarafından Bar-Ilan Üniversitesi'ne bağlı 'Begin-Sedat Stratejik Çalışmalar Merkezi' ıçın yapılan (Aralık 2003) Amerikan Barışı ve Ortadoğu başlıklı inceleme sonuçları şöyledir;

a.ABD'nin büyük stratejisi, 'egemen güç üstünlüğünü' esas alır. Egemenlik, bir devletin askeri gücüyle kalanlara hakim olduğu uluslararası politika şartlarıdır. Amerikan egemenliği, diplomatik-ekonomik-askeri çıkarlarını geliştirme, uluslararası ortamı şekillendirme ve düşünceleri yayma yeteneği kazandırır.

b. Ortadoğu küresel enerji kaynaklarının en önemli merkezi ve ihracatçısıdır

  1. Dünyanın kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 34'ü de Ortadoğu'dadır.
  2. Petrol tüketimi 2003'te günde 66 milyon varilken, 2020'de 119 milyon varil olacaktır.
  3. Ortadoğu petrolünün kalitesi bir hayli yüksek ve maliyeti de ucuzdur.
  4. Ortadoğu dünya petrol rezervlerinin yüzde 65.4 üne sahiptir. Bu rezerv 1.047 milyar varildir. Mısır, Cezayir, Libya ve Tunus rezervleri de eklenince toplam, rezerv dünya rezervlerinin yüzde 69.6 sına ulaşmaktadır.
  5. Ortadoğu'nun potansiyel rezervleri ise 252.5 milyar varildir.
  6. 2002 Yılında Ortadoğu küresel petrol ihtiyacının yüzde 41.4 ünü karşılamıştır.
  7. Geleceğin küresel petrol ihtiyacını karşılayabilecek ve bu maksatla üretimi artırabilecek bölge Ortadoğu'dur.
  8. Kuzey Amerika'nın 2025'e dek Ortadoğu'dan alacağı petrol yüzde 85 artacak, bunun büyük bir kısmı ABD'de tüketilecektir.
  9. 2025'e kadar Avrupa'nın Ortadoğu'dan petrol alımı yüzde 57, Japonya'nın yüzde 50, Pasifik'teki gelişmekte olan ülkelerin yüzde 100 ve Çin'in ise yüzde 500 artacaktır.[10]

[değiştir] BM Arap İnsani Kalkınma Raporu

ABD’nin kendi projesini hazırlarken yararlandığı BM Arap İnsani Kalkınma Raporu'nda, Arap dünyasının kalkınması önündeki en önemli engelin İsrail işgalinin olduğunu savunmakta ve İsrail’in Arap topraklarını işgal etmesini iddetli bir dille eleştirmektedir.

Büyük Orta Doğu Projesinde bu görüşe yer verilmemiştir. Arap dünyasında, daha çok sol eğilimlilerin benimsediği görüşe göre, İsrail işgali, totaliter yönetimlerin yayılmasına neden olmuştur.

Arap Birliği üyesi 22 ülkenin toplam gayri safi milli hasılası İspanya’nınkinden azdır.

• Arapların %40’ı (65 milyon kişi) okuma-yazma bilmemekte, kadınlar bu sayının üçte ikisini oluşturmaktadır.

• 2010’da 50 milyon, 2020’de ise 100 milyon genç i hayatına girecektir. Bunun için her yıl en az 6 milyon yeni istihdam yaratılması gerekmektedir.

• Bölgedeki işsizlik oranı aynı hızla devam ederse 2010’da 25 milyon işsiz olacaktır.

• Bölge halkının sadece %6.1’i internet kullanabilmektedir.

• Kadınların parlamentodaki temsil oranı sadece %5.3’dür.

• Gençlerin %51’i dı arıya göç etmek istemektedir.

NATO
Büyüt
NATO

[değiştir] Büyük Ortadoğu, ABD ve Almanya

2004’ün Şubat ayında ABD’de Bush ile görüşen Almanya eski Başbakanı Schröder BOP’a karşı olmadıklarını açıkladı ve 21. yüzyılda Alman-Amerikan Birliği başlıklı ortak açıklamada, Avrupa ve ABD olarak, Ortadoğu’daki devletler ve halklarla birlikte çalışılıp adil hedeflere ulaşılması ve barış içerisinde yan yana yaşamın sağlanması için gerçek bir ortaklık kurulması gerektiği, Avrupa olarak, Yakın ve Ortadoğu’daki dost ve müttefiklerle birlikte bu çabaların yakından paylaşılıp kararlaştırarak, G8’ler, AB-ABD Zirvesi ve hazirandaki NATO Zirvesi’nde, bölgede gerekli olan reformlar için reaksiyon göstermek ve somut öneriler üzerinde çalışılması gerektiği dile getirilmiştir.

[değiştir] Büyük Orta Doğu Projesinde NATO

21. yüzyılın ilk yarısında NATO'nun stratejik açıdan odaklandığı konu; Büyük Orta Doğu, Irak, Afganistan, Akdeniz ve İsrail-Filistin konuları olup mücadelede global anlamda bir mücadeledir.

19 Ekim 2003 tarihinde Prag’da toplanan NATO zirvesinde, “NATO ve Büyük Orta Doğu” konulu konferansta söz alan ABD temsilcisi Nicholas Burns, şu noktaların altını çizmiştir: NATO’nun görevi Avrupa ve Kuzey Amerika’yı savunmaktır. Sadece Batı Avrupa, Merkezi Avrupa veya Kuzey Amerika’da kalarak bunun mümkün olabileceğine inanmıyoruz. Askeri güçlerimizi doğuya ve güneye yaymalıyız. NATO’nun geleceği, doğuda ve güneydedir. Dolayısıyla, NATO’nun geleceği Büyük Orta Doğu’dadır..

II. Dünya Savaşı sonrası dünya barışını ve güvenliğini sağlamak için izlenen iki stratejiden birincisi Kolektif Güvenlik sistemi kurmak, ikincisi de askeri ittifaklar kurmak olmuştur. Birincisinin ana temsilcisi Birleşmiş Milletler ikincisinin ise NATO olmuştur.

1949 yılında kurulan NATO, Sovyet tehdidine karşı kurulmuş ve Kuzey Atlantik ve üye ülkelerin coğrafyasını korumakla görevlendirilmiş bir askeri ittifaktır. NATO hedef aldığı Sovyetler tehdidini siyasal ve askeri stratejilerle kan dökülmesine sebep olmadan yok etmiştir. Bundan sonra NATO için iki yol vardı. Dağılmalı veya Sovyet tehdidinin yerini alan yeni tehditlere karşı, yapısının düzenlemesi ve varlığını sürdürmesi. NATO için ikinci yol benimsenmiştir.

NATO'nun çok yakın gelecekte üstün yetenek ve eğitime sahip askeri gücü olan orta boy bir Birleşmiş Milletler yapısına bürüneceği görüşü savunulmaktadır.

Bu gelişmeler, NATO'nun BOP'da askeri güvenlik gücü olarak yer alacağının ilk işaretleridir.J.Fischer

[değiştir] Büyük Ortadoğu Projesi: Türkiye'nin Rolü

Zbingniev Brezinski, Türkiye Karadeniz bölgesini istikrar içinde tutar, Akdeniz’e girişi kontrol eder, Kafkasya’da Rusya’yı dengeler, hâlâ Müslüman fundamentalizmine karşı panzehirdir ve NATO’nun Güney kanadının dayanağıdır diyerek ABD’nin Türkiye için biçilen role işaret etmiştir.

20 Nisan 2005'te Işık Üniversitesi ile Demokratik İlkeler Derneği tarafından düzenlenen ve Işık Üniversitesi öğretim üyesi emekli büyükelçi Sönmez Köksal'ın yönettiği Büyük Ortadoğu Projesi Paneli'nde, araştırmacı-yazar Andrew Mango, müdahaleci politikası dolayısıyla Amerika'nın bügünkü yönetiminin AB ülkelerinde eleştirildiğini ve kaygıya neden olduğunu belirtirken, bütün gelişmiş ülkelerin Büyük Ortadoğu'daki çıkarlarının örtüştüğünü ekledi.

Petrol şirketleri ve gelişmiş ülkeler arasındaki rekabeti abartmamak gerektiği üzerinde duran Mango, gelişmiş ülkelerin asıl çıkarlarının Ortadoğu ülkeleriyle normal iş ilişkileri kurmak olduğunu söyledi. Bu nedenle bölgede düzene ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Mango, Ortadoğu ile ilgili tüm girişimlere ideolojik açıdan bakmak yerine maliyet-kar analizinin önemini vurguladı.

Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri için önemli bir örnek teşkil ettiğini söyleyen Dışişleri Eski Bakanı Emre Gönensay Ortadoğu bölge halklarının kendi kaderlerini belirlemeye başladığını, Amerika'nın Ortadoğu'daki hedefinin istikrardan ziyade, demokrasiyi bölgeye getirmek olduğuna da değindi.[11]

[değiştir] Eisenhower Doktrini

Soğuk Savaş sonrasında uluslararası sistemde yaşanan boşlukları doldurmak üzere uluslararası toplum Avrasya’dan başlamak üzere ABD tarafından, ideolojisi olan Anglo - Sakson kapitalizmini yeniden yapılandırılmaya tabi tutmuştur.

Emperyal güçlerin Ortadoğu’ya ilişkin planları yeni olmadığı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinden sonlarına kadar Türkiye’nin emperyalist sistemin uç kalesi olarak tasarlandığı ve SSCB’ye karşı kullanıldığı belirtilmektedir. Ortadoğu’nun S.S.C.B. nüfuz alanına girmemesi için Türkiye bölgede etkili bir silahlı güce dönüştürülmüştür. İkinci Dünya Savaş’ı sonrasında Türkiye’nin Soğuk Savaş'ta rolünün ne olacağı tartışılırken Türkiye’nin NATO üyeliğine karşı çıkan İngiltere, yeni bir proje ileri sürmekteydi. İngiltere, bir “Ortadoğu Komutanlığı Projesi” ileri sürmekte ve Türkiye’nin bu proje içinde Batı’nın çıkarlarını savunması gerektiğini düşünmekteydi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Ortadoğu’nun SSCB’ye karşı savunulmasını bizzat Türkiye’nin üstlenmesini istemekteydi: Ortadoğu’nun savunulmasıyla olan ilgisi dolayısıyla, Birleşik Krallığın, bu bölgenin savunmasında Türkiye ile işbirliği yapmakta özel menfaati vardır... Türkiye’nin Orta Doğu’nun savunmasında kendisine düşen rolü oynaması üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Türk Hükümeti de bu görüşü paylaşmaktadır. Dünyanın bu önemli bölgesinin güvenliği için yapılan planlara Türkiye’nin katılması için gerekli çalışmaların bir an önce tamamlanmasını ümit ederim.

ABD Kongresi 1957’de Ortadoğu’da Barış ve İstikrarı Koruma' başlığı altında Eisenhower Doktrini olarak anılan bir kararı kabul etti. Proje bugünkü BOP’tan farklı değildir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Adnan Menderes’in yaptığı açıklama : ...Çünkü, istikrar ve milletlerin istiklali gayesini güden garb devletlerinin siyaseti bakımından, Türkiye, bu bölgede büyük ehemmiyet arzetmekte ve bu bakımdan gerekli vasıfları haiz bulunmaktadır. Hükümetin yarı-resmi sözcüsü Zafer gazetesi Menderes’ten daha açık konuşurken bugünkü “BOP” savunucularının söylediklerini 1957’de aynen tekrarlıyordu: ...Eisenhower Doktrini’nin doğruluğu ve sakatlığını tarih huzurunda... Amerika’nın bu planda ve bu hesapta, Türkiye Cumhuriyeti’ne vereceği yer, mevki ve ehemmiyet tayin edecektir.

[değiştir] 24 Ocak kararları

Türkiye, 24 Ocak 1980 kararları ile Liberalizme geçerken, 12 Eylül Darbesi ile sistem buna uygunlaştırılır, 1990 yılından itibaren de "küresel"leşir, ABD destekli Gülen okulları ile de (sözde) "Türk Emperyalizmi" görüntüsü yaratılmaya çalışılır.[12]

Siyasal iktidarın, BOP’ni uluslararası meşruiyet kazanma aracı olarak gördüğü ve 1980’li yıllarda Ortadoğu’ya, 1990’lı yıllarda Orta Asya ve Kafkaslara model olarak sunulan Türkiye'nin, söz konusu modelliğin ötesinde "Büyük Ortadoğu" bölgesinde doğrudan Amerikan dizaynlarının hayata geçirilmesinde rol üstlendirileceği görüşü savunulmaktadır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: Türkiye, Büyük Ortadoğu Projesi'nde model rolünü üstlenmek istemiyor. diye beyanat vermiş ve konu ile ilgil olarak Mısır'ın El Ahram Gazetesi ise ABD karşısındaki engelin Cumhurbaşkanı olduğunu ifade ederek, Mısır'ın Ankara Büyükelçisi, kendisiyle yapilan söyleşide, Büyük Orta Doğu planı çerçevesinde, Türkiye'nin model olma rolü konusunda ; ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ikide bir, Türkiye'nin ılımlı bir İslam ülkesi modeli olduğunu ve diğerleri tarafından örnek alınması gerektiğini söylerken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, her fırsatta ülkesinin böyle bir rolü üstlenmeyi arzulamadığını vurgulamaya özen göstermektedir. demiştir. [13]

[değiştir] Irak İşgali ve Türkiye

Irak
Büyüt
Irak

Irak İşgali, 20 Mart 2003 tarihinde ABD ve müttefikleri İngiltere, İtalya, Polonya, Avustralya'nın desteğiyle Irak Cumhuriyeti'nin işgal edilmesi.

ABD eskiSavunma Bakanı Donald Rumsfeld: Irak’la olan sorun petrol yüzünden değil, Irak sorunu ülkenin kimyasal ve biyolojik silahlara sahip olmasından ve gelecekte de nükleer silah edinmesi tehlikesinden kaynaklanıyor. Voice of America

Bu işgal öncesi ABD Türkiye'den Silahlı kuvvetlerinin konuşlanması ve Kuzey Irak'a geçişi için talepte bulunmuş ancak butalep 1 Mart tezkeresi ile reddedilmiştir.

[değiştir] Büyük Ortadoğu Projesi ile İlgili Düşünceler

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye'nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek...Abdullah Gül-T.C Dışişleri Bakanı

Tekrar ana konuya dönelim ve bunun adını koyalım: BOP, GOP ne derseniz deyin. Bunun iki tarafı var, birisi haç, birisi hilal. ABD Başkanı Bush seçimlerin hemen arkasından «Biz haçlı savaşı veriyoruz» diye telaffuz etti, sonra nahoş bir manzara çıkınca dünyanın önünde, kalktı bunu tamir etti, «Yanlış anlaşıldım» dedi. Bu « Yanlış anlaşıldım » tâbiri siyasetçi tarafından kullanıldığında, «Ben sizi aldattım» demektir.[14]

Amerika’nın Büyük Ortadoğu projesinin Bush’un 2002 Birliğin Durumu konuşmasında ilan ettiği, İran, Irak ve Kuzey Kore’yi hedefleyen “şer üçlüsü” söyleminin bir uzantısı olduğu ortada. Şer üçlüsü söyleminin pratik uygulaması Irak’ın topyekün imha edilmesiydi. Anlaşılan o ki Büyük Ortadoğu projesi de öncelikle İran ve Suriye gibi ABD yörüngesinde olmayan ülkeleri hedefleyecek. Aynı oyunun ikinci perdesi sahne alıyor. [15]

Yemen nasıl bir ülke bir fikriniz var mı? Hemen söyleyeyim, bırakın demokrasiyi, modern hiçbir toplumsal-siyasal kavramın kıyısından geçilmeyen, feodal yapının dimdik ayakta durduğu bir ülke. Kâğıt üzerinde laik denilebilecek bir cumhuriyet, ama kâğıt üzerindeki kurallar ile toplumsal hayat arasında uçurumlar var. Kadınların örtünme mecburiyeti yok, ama ülkede toplam 15 başı açık kadın varmış...Diğer taraftan, bakın kimse, Yemen'in uyuşturucu bitki üretiminden söz etmiyor. Duymuşsunuzdur, Yemen'de üretilen ve yaygın olarak tüketilen 'gat' diye denilen uyuşturucu bir bitki var (gat),Suriye gibi maraza çıkarılmak istenen bir yer olsaydı da, 'gat' konusu nasıl bir 'narkotik' suç mevzusu olarak büyütülüyordu görürdünüz...Konu, Büyük Ortadoğu Projesi adı altında yürütülen ikiyüzlü emperyalist politikalar. ABD'nin peşine takılan ülke 'demoktratik', takılmayan istibdat ilan ediliyor. Radikal Gazetesi-Nuray Mert

Amerika"nın yeni projesinin, örneğin Mısır ve Suudi Arabistan"da aynı şekilde uygulanamayacağını vurgulayan Abdul Nasır, Mısır"ın daha demokratik, daha açık bir toplum olduğunu, Suudi Arabistan"ın ise farklı bir yapı arz ettiğini dile getiriyor. Mısır"daki demokratik yapının yeterli olduğunu söylemenin mümkün olmadığına da işaret eden Abdul Nasır, halkın yönetim üzerinde daha fazla söz sahibi olması gerektiğini ifade ediyor. Büyük Ortadoğu Projesi"nde asıl hedefin Suudi Arabistan olabileceğine değinen Abdul Nasır, Irak"a atıfta bulunarak demokrasi getirmek için bir ülkenin işgal edilemeyeceğini vurguluyor.[16]

AB'nin yetkili kişilerinde, siyasilerinde ve bürokratlarında Recep Tayyip Erdoğan'ın AB konusunda samimiyetsiz olduğu şeklinde çok ciddi bir endişe değil bir fikir belirmeye başladı. Türkiye'ye tarih vermek istemelerinin önemli sebeplerinden biri de Recep Tayyip Erdoğan'a Türkiye'yi bırakmamak. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın samimiyetsiz olduğu ve yavaş yavaş Büyük Ortadoğu Projesine ve Amerika'ya doğru kaydığını düşünüyorlar.Hüseyin Özalp

1 Mart tezkeresi ile ilgili bazı bilgiler benimle beraber mezara gidecek. Ama, o zaman ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinde Türkiye’nin yerine bakarsanız olayı anlarsınız.' diyerek vede 1999, terörle mücadele tarihimiz açısından bir dönüm noktasıdır. Öcalan bu tarihte Amerikalıların yardımı ile yakalandı. Öcalan’ın yakalanması ile Talabani ve Barzani alternatifsiz kaldı, Kuzey Irak’taki PKK gücü tasfiye oldu. Bunlar (Talabani ve Barzani) ABD’ye daha çok bağlandılar ve koltuğumuzdan çıktılar. Amerika Öcalan’ı bize teslim ederken, bunlara ciddi bir avantaj sağlarken, terör örgütünü istediği gibi kullanma imkanını da elde etti. Şimdi yaşadığımız terör tesadüf değil. Şu anda PKK Kuzey Irak’ta ABD’nin kontrolündedir. şeklinde açıklamalarda bulunarak tüm bunların ABD'nin bir oyunun parçası olduğunu örtülü olarak belirtmiştir.Orgeneral Aytaç Yalman

Yüzyıllardır batı ve doğu kültürleri arasında bir köprü oluşturan Türkiye, uzun zamandır demokratik kurumlara sahip olup siyasi ve ekonomik reformlarını tammamlamış, dinsel açıdan hep hoşgörülü davranmıştır. Büyük avrupa ailesine tam üyelik yolunda ilerleyen Türkiye’nin tarihi, Büyük Orta Doğu bölgesindeki uluslar için başarılı reform örnekleriyle doludur.ABD Ekonomik, Ticari ve Tarımsal İşlerden sorumlu Devlet Müsteşarı, Alan Larson

Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi; Amerikan Girişim Enstitüsü, Hudson Enstitüsü ve Reagan Hükümeti'nin tutkularıyla beslenip Bush'un yönetiminde neo-con'ların önderliğinde ortaya çıktı. ABD terörizmi tarafından ulusların ve bireylerin güvenliğine yönelik tehdit, 2000 yılında yazılmış ve yeni açığa çıkarılmış bir belgede, kehanet derecesine varan ayrıntılarla anlatılıyor. Orada, Amerika'nın insanlığın ve dünya kaynaklarının çoğunluğuna egemen olmak için ihtiyacı olanın, "yeni bir Pearl Harbor gibi yıkıcı ve hızlandırıcı bir olay" olduğu söyleniyor. İşte 11 Eylül Saldırıları, "çağların fırsatı" olarak nitelenen "yeni Pearl Harbor" oldu.Thomas Donnely

[değiştir] Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesindeki bazı önemli tarihler

Aralık 1994: NATO konseyinin başlattığı Akdeniz Dialogu girişimi, NATO üyesi olan ülkelerin dışında, Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Moritanya, Fas ve Tunus’u da bünyesine dahil etti.

Ocak 1995: 1985 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının devamı çerçevesinde, ABD ile İsrail arasındaki tüm ticari engeller kaldırıldı.

Kasım 1995: Barselona’da bir araya gelen Avrupa Birliği ve Akdeniz havzası ülkeleri , siyasi, ekonomik, malî, sosyal, ve kültürel boyutlarda Avrupa Akdeniz Ortaklığını başlattılar. Sadece 1995-2000 yılları arasında, AB bu projeye 9 milyar euro ayırdı.

Aralık 2001: Ürdün, ABD ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. Tüm gümrük duvarları, 2010 yılından evvel kaldırılmış olacak.


4/5 mart 2004: Ürdün kralı Abdallah ve Mısır başkanı Mübarek ile ABD’nin Büyük Orta Doğu Girişimini görüşen Fransız cumhurbaşkanı Jacques Chirac, “Orta Doğu’nun modernleştirilmesine ilişkin her girişimin, söz konusu halkların onayıyla yapılması gerektiğini” açıkladı.

[değiştir] Ayrıca bakınız

[değiştir] Kaynaklar