Kategori tartışma:1981 doğumlular

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Selam Arkadaşlar... Ben ÖZGÜR...


1981 yılının Mayıs ayının 27’sinde pırıl pırıl bir bahar sabahı Ankara’da dünyaya gelmişim.

Anne ve babamın memuriyeti dolayısıyla birçok şehir gezdik. Bu nedenle doğum yerim olan Ankara’da sadece 40 gün kaldıktan sonra Erzurum’a taşınmışız.

Yaramaz bir bebek oluşum ve annemin çalışma yoğunluğu nedeniyle beş yaşıma kadar İstanbul’da anneannemin yanında büyümüşüm. Tayinimiz Amasya’ya çıktığında benim aile özlemim de son bulmuş oldu. Üstelik Erzurum’da ailemizin yeni üyesi olan kardeşimin de dünyaya gelmesiyle dört kişilik şirin bir aile olmuştuk.

Amasya’da yedi yıl gibi uzun bir süre kalmamız nedeniyle Karadeniz’in birçok bölgesini tanıma fırsatı buldum. Bu nedenle hayatıma damgasını vuran doğa harikası Karadeniz’i unutamam.

Tayinimiz Lüleburgaz’a çıktığında eğitimimde büyük bir önemi olan Anadolu Lisesini kazanmıştım.Fakat bu ilçenin benim için bir önemi daha vardı. Müziğe ilk başladığım yer olan bu şehirde babamın teşvikiyle bir klavye sahibi olmuştum. Bu ilçede de ancak iki yıl kalabildik.

Yine tayin.yine tayin...! Bu sefer doğunun sıcakkanlı insanlarıyla ünlü şehri Bingöl’e taşınmıştık. Bu yıllarda yaşımla beraber müziğe olan ilgim de büyümüştü.En büyük hayalim bir gitar sahibi olmaktı. Ve ilk gitarımı bu yıllarda İstanbul’dan dayım gönderdi. Bingöl’de geçirdiğimiz iki yıldan sonra bize yine yol gözüktü.

Türkiye’nin sanayi kenti Kocaeli’ ye gidiyorduk.Kocaeli kısa bir süre okulla tiyatro çalışmaları da yaptığım gençlik yıllarımın şehri olmuştu. Fakat yine bu yıllara denk gelen üniversite sınavı nedeniyle tiyatro ve daha da önemlisi müzik çalışmalarıma ara vermek durumunda kaldım.

Kocaeli Anadolu Lisesi’nde okuduğum lise yıllarım üniversite sınavını kazanmama büyük fayda sağlamıştı. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü kazandım. Bu şehirde anne ve babamın emekliliği nedeniyle şirin bir sahil beldesi olan Değirmendere’ye yerleşmiştik.1999 Marmara depremini burada yaşadık.

Daha sonra benim de İstanbul’da bir üniversite kazanmam dolayısıyla ailemle beraber İstanbul’a yerleştik. İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyor olmam müzik konusundaki deneyimlerimin artmasını sağladı.


Gündüzleri okuluma devam ederken akşamları çeşitli yerlerde sahne almaya başladım. Çalıştığım yerler Beyazıt’ta Cafe‘s ve Sütlükahve; Merter’de Yeşilkonak; Bahçelievler’de Arkabahçe ; Taksim’de Nota Sanat ve Bariyer. Taksim’in hayatımdaki yeri sadece sahne almış olmamdan değil, vaktimin geri kalan kısmını da burada geçiriyor olmamadan kaynaklanıyor.

İstiklal Caddesi’nde yaptığım sade bir yürüyüş bile beni bütün sıkıntılarımdan arındırmaya yetiyor.


Yazları da annemin memleketi olan ve anneannemin yaşadığı Şarköy’de çeşitli barlarda sahne aldım.

Evet arkadaşlar şimdi gelelim Akademi Türkiye yarışmasına nasıl katıldığıma.. Bu yarışmanın reklamlarını ilk gördüğümde içim kıpır kıpır olmuştu. Çünkü içeriye girebilirsem yıllardır hayal edip bir türlü gerçekleştiremediğim müzik eğitimini görecektim. Bir yandan da ürperiyordum onbinlerce insan arasından sıyrılamazsam diye. Bu yüzden bir türlü cesaretimi toplayıp müracaatımı yapamadım. Ancak bu arada benim canım annem müracaat formunu doldurup göndermiş bile. Bana söylediğinde tabiki çok sevindim.

Uzun bir bekleyişten sonra ilk eleme için çağırıldım. Derken heyecanlı bekleyişlerle geçen kısa bir süre sonunda kendimi gala gecesi oylanacak üç kişi arasında buldum. Ondan sonrasını ise zaten biliyorsunuz. İlk gala gecesi ve ilk zaferim.

Şimdi tek amacım bu yolun sonuna kadar alnımın akıyla gidip, ülkemi dünyaya tanıtabilmek.

SEVGİLERİMLE.....

ÖZGÜR.....

Kaynak: www.ozgurcevikfan.com