Endülüs Emevileri

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Endülüs Emevilerinin yaptırdığı Kurtuba Camisi
Büyüt
Endülüs Emevilerinin yaptırdığı Kurtuba Camisi

Endülüs Emevileri, Emevilerin yıkılmasından sonra, Endülüs’te (Güney İspanya) yeni bir devlet kuran hanedandır. 756’da kurulan Endülüs Emevi Devleti, 1031’e değin varlığını sürdürdü. Endülüs Emevilerin tarihi, emirlik ve halifelik dönemleri olarak ikiye ayrılır.

[değiştir] Emirlik Dönemi (756-929)

Endülüs, daha Emeviler döneminde ele geçirilmişti. 711'de Emevi komutan Tarık bin Ziyad, bugün onun adından dolayı Cebelitarık (Tarık'ın Dağı) olarak anılan yerde İspanya'ya ayak basmıştı ve Arap orduları yedi yıl içinde Pirene Dağları'na dayanmıştı. Ardından Fransa'ya giren Arapları Frankların komutanı Charles Martel ancak 732'de Poitiers'de (Puvatya) durdurabilmişti. Bu yenilginin ardından Emeviler İspanya toprakları içinde kaldılar, ama Emevi orduları ile yerel Hıristiyan güçler arasındaki savaşlar sürdü. Endülüs Emevilerinin kurucusu Abdurrahman, Emevi Halifesi Hişam'ın torunuydu ve 750’de Abbasilerin kıyımından kaçabilen tek kişiydi. Abdurrahman, 755'te İspanya'ya ayak bastı ve Endülüs’teki Arapları kendisine bağlayarak 756'da Kurtuba'da (bugün Cordoba) emirliğini ilan etti. 788’e kadar hüküm süren I. Abdurrahman, iç ayaklanmaları bastırdı ve dıştan gelen saldırıları önledi. Öldüğünde arkasında güçlü bir devlet bıraktı. Ondan sonra tahta çıkan hükümdarlar da yerel emirlerin ve Hıristiyanların ayaklanmalarıyla uğraştı. Arap ayaklanmaları daha çok kuzeydoğudaki Ebro vadisi ile doğuda Batliyos (bugün Badajoz) ve güneyde Gırnata'da (bugün Granada) ortaya çıkıyordu. Vizigotların eski başkenti ve önemli bir dinsel merkez olan Tuleytule'de (bugün Toledo) ise Hıristiyanlar ayaklanıyordu. Bu karışıklıklara karşın Endülüs Emevi hükümdarları nedeyse İspanya'nın tümünü denetim altında tutmayı başarıyorlardı. Endülüs Emevileri canlı bir ekonomi ve kültürel yaşam yaratmışlardı. Başkent Kurtuba önemli bir ticaret merkezi olmanın yanı sıra Bağdat ve Kahire'den sonra İslam dünyasının üçüncü bilim merkezi olmuştu. Diğer önemli merkezler ise İşbiliye (bugün Sevilla), Gırnata ve Tuleytule idi.

[değiştir] Halifelik Dönemi (929-1031)

Endülüs Emevileri en parlak dönemini III. Abdurrahman döneminde (912-961) yaşadı. III. Abdurrahman, Abbasilerin dinsel önderliğini tanımayarak 929’da kendisini halife ilen etti. İslam dünyası zaten bölünmüştü ve Mısır’da kurulan Fatımiler de halifelik ilan etmişlerdi. III. Abdurrahman’dan sonra halife olan II. Hakem, barışçı bir politika izledi. 976’da başa geçen II. Hişam döneminde, halifenin veziri olan Hacib Mansur 978’de yönetimi fiilen ele geçirdi ve 1002’ye kadar da elinde tuttu. Sonraki halifeler siyasal bir varlık gösteremediler ve Endülüs Emevi Devleti 1010’dan başlayarak parçalandı. 1031’de de Endülüs Emevileri iktidarı son buldu. Endülüs Emevi topraklarında, Tavaif-i Müluk denen küçük devletçikler kuruldu. Kurtuba’da 1031’de iktidar olan Cevheriler varlığını ancak 1069’a kadar sürdürdü. 1090'da Kuzey Afrika'dan gelen Murabıtların ve 1145'te gene Kuzey Afrika'dan gelen Muvahhidlerin egemenlikleri de kısa ömürlü oldu. Gırnata'da kurulan Nasriler ise 1230'dan 1492'ye kadar İspanya'da varlıklarını korudular. Gırnata'yı önemli bir bilim ve kültür merkezi yaptılar. Bugün de ayakta olan Gırnata'daki Elhamra Sarayı Nasrilerin bıraktığı en önemli mimarlık yapıtıdı. Endülüs Emevileri ve Nasriler, Endülüs’ü Hıristiyan Avrupa'nın da ilgisini çeken bir bilim ve kültür merkezi yaptılar. Endülüs Emevileri döneminde özellikle tıp, matematik, doğa bilimleri ve astroloji alanında önemli çalışmalar yapıldı. II. Hakem'in (961-976) Kurtuba'da kurduğu kütüphanede 40 bin cilt kitap vardı ve bunların çoğu Eski Yunan kültürünün ürünüydü. Nasriler döneminde bunlara felsefe yapıtları da eklendi. Bu dönemde İbn Cebirol, İbn Bâcce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd gibi büyük düşünürler yetişti.

[değiştir] Endülüs Emevi sanatı

Endülüs Emevi sanatı, Arap sanatının yanı sıra Roma ve Vizigot sanatının etkisi altında gelişti. Mozaikte de Bizans sanatından etkilendi. Endülüs Emevi döneminde önemli yapılar inşa edildi. Kurtuba Camisi ile gene Kurtuba'da III. Abdurrahman'ın yaptırdığı Medinetü'z-Zehra Sarayı bunların başında gelir. Yapımına 784'te I. Abdurrahman tarafından başlanılan Kurtuba Camisi 200 yıl boyunca yeni eklemelerle büyüdü, 987'de Hacib Mansur'un eklemeleriyle son biçimini aldı. Kurtuba Camisi, 178 metre x 125 metre boyutundaki dikdörtgen planıyla İslam dünyasındaki en büyük camilerden biriydi. Medinetü'z-Zehra Sarayı, surlarla çevrili bir tepede yer alıyordu. Sarayın kalıntıları yıllarca süren kazılar sonunda ortaya çıkarılmıştır. Askeri mimarlık alanında Tarife, Gormaz, Vacar kaleleri gibi görkemli yapılar ortaya koyan Endülüs Emevi sanatı, iç ve dış süslemelerdeki zenginliğiyle de dikkat çeker.