Kullanıcı mesaj:Abdullah Acar
Vikipedi, özgür ansiklopedi
ABDULLAH ACAR
22/10/1971’de Erzurum’un Oltu İlçesi’nde dünyaya geldi. İlkokul öğretmeninin “bu
çocuğu okutmazsanız vebali üstünüzde kalır”tenbihi üzerine liseyi İncesu/ Kayseri’de okudu ve 1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne girmeye hak kazandı. 1995 yılında fakülte eğitimini başarıyla bitiren şairimiz 1996 yılında girdiği Maliye Bakanlığı’nda bir yıl çalıştıktan sonra 1997 yılında halen çalıştığı Dış Ticaret Müsteşarlığına Dış Ticaret Uzman Yardımcısı olarak atandı. Halen adı geçen kurumda Dış Ticaret Uzmanı olarak çalışmakta olan şairimiz şiir ve edebiyatla orta okul yıllarından beri yakından ilgilidir. Fakülte yıllarında bir gurup arkadaşıyla birlikte “Siyasal Araştırmalar” adlı bir dergi çıkarmış ve söz konusu derginin yazı işleri müdürlüğünü yapmıştır. Halen ESAV’ın çıkardığı “Yükselen Ses Erzurum” adlı dergide çeşitli konularda yazılar yazmakta olan şair, 2001-2003 yılları arasında master eğitimi vesileyle bulunduğu ABD’de uluslar arası nitelikli bir şiir yarışmasında “I wish I were” başlıklı şiiriyle dereceye girmiş ve bu şiiri “The International Library of Poetry” tarafından yayınlanan “The Silent Journey” adlı şiir kitabında yer almıştır.Şairin yayınlanmamış 60 civarında şiiri olup halen aktif olarak şiir yazmayı sürdürmektedir. Ayrıca, masal tarzında bir roman yazma çabası da devam etmektedir
GÜZELLER SULTANI SENSİN İSTANBUL
Bilmem ki kaç yiğit sana vuruldu Kaç bahadır sevdan ile kavruldu Kaçı önünde yaprak gibi savruldu Güzeller sultanı sensin İstanbul
Güzelliğin akıllar alır Görenin gözü takılır kalır Âşıklar yolunda severek ölür Güzeller sultanı sensin İstanbul
Nice zorbalar istedi de seni Sen gönlünü bir yiğide kaptırdın Az işve, naz yapmadın hani Balığı kavağa bile çıkarttırdın Güzeller sultanı sensin İstanbul
Yaşlansan da solmaz güzelliğin Hâlâ on sekizlik kızlar gibisin Bırak sevenlerin uzaktan sevsin Güzeller sultanı sensin İstanbul
TANIKSIZ ÖLÜMÜM
Tanıksız bir ölümün ipuçlarındayım Yakalarım alabildiğine kirli Biri asılıyor sanki dudaklarımdan Ağlamamak o kadar zor ki!
Aman Allah’ım! Bu bir cinayet! Kanıtları bir bir inceliyorum Ölen benim yüreğim, evet! Öldüren kanlı ellerim.. İç Çeken Pınarla Söyleşi
Sessiz sessiz iç çeken pınar Kurumuş gözlerin ağlamaktan Sorsam acep ne derdin var Neden yüreğin böyle kanar
Dokunma yareme ey insanoğlu Bu dünyadan kam alan mı var! İşte Süleyman, Davut’un oğlu Burada daim kalan mı var!
Bunların derdi sana mı düştü Sen akmana, çağlamana bak Yeter, ağlamaktan yüreğin pişti Efkarı sen insanlara bırak
Ben ağlamayayım, kim ağlasın İnsanoğlu habersiz kendisinden Söyleyin ona ki çok çok ağlasın Belki kurtulur çeşm-i feyzinden