Bağlaç

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bağlaç, dilbilgisinde birbiriyle ilgili sözcükleri, sözcük öbeklerini, cümleleri ve cümlecikleri bağlayan sözcüklere denir. Bu tür sözcüklerin kendi başlarına anlamları yoktur. Ama yer aldıkları cümlenin çeşitli bölümleri arasında, anlam ve biçim bakımından bağlantı kurarlar. Cümlelerde sıralama gene bağlaçlar sayesinde yapılır. Cümleler arasında konu ve anlatım bütünlüğü sağlamak için de bağlaçlardan yararlanılır. Türkçe'de bağlaçlar yapı bakımından yalın (kök durumunda; basit), türemiş, bileşik ve öbekleşmiş bağlaçlar olarak dört kümeye ayrılır.

Yalın bağlaçlar, herhangi bir ek almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş sözcüklerdir. Kök halindeki ve, ama, ile, eğer, de, hem, yani gibi sözcükler bu tür bağlaçlardır. Türemiş bağlaçlar, ad ya da fiil soylu sözcüklerden türemiştir. Bu ikinci grup bağlaçlara örneğin, üstelik, kısacası, gerçekten, anlaşılan gibi sözcükler örnek olarak verilebilir. Bileşik bağlaçlar öyleyse, yoksa, nitekim, sanki, oysa, kim bilir gibi sözcüklerdir ve bunlar iki ayrı sözcüğün birleşmesinden oluşur. Bileşik bağlaçları oluşturan sözcüklerin her zaman bağlaç türünden olmaları gerekmez. Örneğin kim bilir bağlacındaki kim zamir, bilir ise bir çekimli fiildir. Sanki bağlacı ise “san” (san-mak) fiil kökü ile ki bağlacının birleşmesinden oluşmuştur. Öbekleşmiş bağlaçlar ayrı ayrı sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla ortaya çıkar. Bazen ya da, hem de gibi iki bağlacın yan yana kullanılmasıyla da öbekleşmiş bağlaç oluşabilir. Bazen ki bağlacıyla birlikte bir bağlaç öbeği oluştuğu da olur; nerde kaldı ki, değil mi ki böyle oluşmuş bağlaçlardır. Başka bir deyişle, sözün kısası, bir bakıma gibi tamlamalar bağlaç işlevi de görürler. Gel gelelim, ne bileyim, zorla değil ya gibi bazı kısa cümleler de kalıplaşarak bağlaç niteliği kazanabilir. Yinelemeli bağlaçlar çok yaygın olarak kullanılır. Bunlara ya. . . ya, hem. . . hem, ister. . . ister, gerek. . . gerek, ne. . . ne, ama. . . ama gibi bağlaçlar örnek gösterilebilir: “İster gel ister gelme.” “Ya bugün gel ya yarın.” “Ne sevdiğin belli ne sevmediğin.”

[değiştir] Cümle içinde kullanılışı

Bağlacın, eşgörevli ve eşdeğerli ya da birbiriyle ilgili öğeleri birbirine bağladığı olur. "Kerim ve Sinan aynı işi yapıyorlardı; ama Kerim’in geliri Sinan'ınkinden yüksekti" cümlesi, bağlacın böyle bir işlev üstlendiği bir cümledir. Bu cümledeki ve bağlacı, ilk cümleciğin ortak yüklemli özneleri olan eşdeğerli iki sözcüğü birbirine bağlamakta, ama bağlacı da iki cümleciği birbiriyle ilişkilendirmektedir. Her iki cümlecik de aslında, özne ve yüklemleri bulunan bağımsız birer cümledir. Bu iki cümle arasındaki anlam ilişkisinin varlığı, ama bağlacıyla ortaya çıkmaktadır.

Öznesi, yüklemi ya da tümleci ortak olan cümlelerde, eşgörevli öğeleri bağlamak için yinelemeli bağlaçlar da kullanılabilir: "Semih hem yiyor, hem söyleniyordu.” "İstanbul’un kışını da yazını da sevmem."

"İsmet ne armut ne de elma toplayabildi" örneğinde olduğu gibi ne ve ne de bağlaçları cümleye olumsuz anlam yüklediğinden, yüklem olumlu durumda kullanılır. Ama yüklemden önce, cümlenin taşıdığı olumsuz anlamı pekiştiren hiç, hiçbir, pek gibi zarflar kullanılırsa, yüklemin olumsuz olması gerekir: “Hiç kimse okula gelmedi.” “İpek yemeği pek sevmedi.”

Bağlaçlar, aralarında anlam ilişkisi bulunan cümle öğelerini bağlama işlevi de görürler. "Bu filmin Türkiye’de gösterilmediğini sanıyordum, oysa yanılmışım." cümlesindeki oysa, böyle bir işlevi yerine getirmektedir. Bu tür cümlelerdeki cümleciklerin özneleri ayrı da olabilir. "Kiracı evin balkonunun olmadığını söylüyordu, nitekim bunu ev sahibi de doğruladı." Bağlaçlar cümle öğelerinin önünde ya da arkasında yer alırlar. Bazı bağlaçlar cümlede sıfat ya da zarf olarak da kullanılabilir. "Ancak kedi bu kadar kıvrak olabilir" cümlesindeki ancak, özneyi nitelediği için sıfat işlevi yüklenmiştir. "Şimdi evde olması gerekirken ancak gidebildi" cümlesinde aynı sözcük zarf olarak kullanılmıştır. Burada ancak sözcüğü cümlenin yüklemini zaman bildirerek nitelemektedir. "Ev çok genişti; ancak kısa sürede boyadı" cümlesinde ise ancak bir bağlaç olarak kullanılmıştır.

Bazı bağlaçlar özel biçimlerde kullanılır. Örneğin ki, de, ise bağlaçları, bazen yalnızca özneyi pekiştirir: "Sen ki ödevin olduğunu biliyorsun, nasıl olur da bunu yapmazsın?" "O da bu işler iyi bilir, değil mi?” "Ev ise yeşillikler içindeydi.” Son örnektekine benzer cümlelerde ise bağlacı özneyle bitişik de yazılabilir (ev ise yerine evse). Ki bağlacının bir işlevi de, birleşik cümlelerde yan cümleciği ana cümleciğe bağlamaktır: "Eve geldiğimde gördüm ki musluk açık kalmış".

Görüldüğü gibi bağlaçlar söylenenleri, anlatılanları ilgi ve önem sırasına koyarak birbirine bağlamaktadır.