Kullanıcı mesaj:Mavi göklerde

Vikipedi, özgür ansiklopedi

                     NURETTİN UYTUN


         1340 doğumludur. 1944’te Akçadağ Köy Enstitüsü’nden mezun olarak öğretmen oldu. 
    1 Kasım 1947–31 Ekim 1948 tarihleri arası askerlik görevini yedek subay olarak yaptı.
    İlköğretim denetmenliği, ilköğretim müfettişliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdür
    Yardımcılığı, Genel Müdür Yardımcı- lığı görevlerinde bulundu. Ankara ilköğretim müfettişi
    iken 1977’de kendi isteği ile emekli oldu.
  
    Kardeşi Göktürk Mehmet UYTUN’la Türkiye’de ilk defa Çocuk gazetesini çıkardı.Yayımlanmış
    Yemin, Kahramanlık, Vahşet adlı üç hikâye; Erguvanlar Açarken, Muhabbet Kuşu ve Gül Düşmüş
    Bahtına adlı üç şiir kitabı vardır. İlesam üyesidir.


          İSTANBUL
   Arzın kadim incisi, yedi tepe,İstanbul
   Zerafete,hasrete;güzelliklere sembol.
   Nurlu ufuklarını süsler nice mâbedler
   Okunan ezanlarla,yapılan ibadetler.
   Ne eşi,ne menendi asla yoktur dünyada,
   Yaşayanları kalır,uzun tatlı rüyada
   Tepelerde bin mabed minareler şehridir:
   Her semti bîbahadır,kıyasız değildir.
   İrfanıyla maruftur, ulema diyarıdır
   Türk-İslam âleminin gözbebeği yârıdır.
   İklimi emsalsizdir, kışı yazından kısa
   Bütün yılı kucaklar baharları, uzarsa.
   Sahil boyunu sarsa tatlı mevsim ilkbahar
   Geçmişi hatırlatır Kayışdağı’ndaki kar
   Açan,şurda bademse,dağda kar çiçeğidir, 
   Bu, bahar ülkesinin yaşanan gerçeğidir
   Günün ilk ışıkları servilerden süzülür,
   Tepelerden denize enfes tablo çizilir.
   Sular,denizler yanar bayrakların alında,
   Laleler, gelincikler açar Koşuyolu’nda.
   Boğazı benzersizdir, iki yakası cennet,
   Lütfu ilâhî ile milletime emanet.
   Tarabya’sı bir âlem,Emirgân korudadır 
   Çiçekleri sihirli, mayası arıdadır.
                                        
   Büyük Ada, Heybeli, Burgaz, Kınalı Ada…
   Hazinesi denizdir, birer inci, pırlanta. 
          
   Mevsiminde şöyle bir tur atınca Boğaz’da
   Mavi ile yeşili bulursun kurda, nazda…
   Anlı şanlı ismiyle gözler doldurur Şile
   Tasviri kolay olmaz benzetilse de güle
   Nazire kavakları,görürsün Sarıyer’i
   Ölçülere,tartıya sığmaz asla değeri.
   Yeşillikler sahilden tepelere uzanır,
   Boğaziçi maviyle yeşil ile bezenir.
   Az içerde, dorukta, işte Fatih ormanı
   Muratlar yeşillenir, güzellikler harmanı.
   Gelin gibi bezekli yeşil duvaklı başı
   Asaleti isminden sorulmaz asla yaşı
   İçine sindirirsin Fatih ormanlarını
   Hasretin vuslatıyla yayla dumanlarını
   Bakarsın öte yanda mâruf Yuşa tepesi
   Libası zümrüttendir, yeşimdendir küpesi.
   Çam kokan ufuklarda, gönüllerde ve gözde
   Gök mavisidir esrar, mürtesemi denizde.
   Yeşille kol koladır, can-canadır mavilik
   Boğazın kaderidir bu renklerle evlilik.
   Baş döndüren büyülü manzaralar,yalılar
   İle sarmaş-dolaştır Boğaz’a sevdalılar
   Yıldızlar sağnak sağnak iner Boğaziçi’ne
   Süs olur sevenlerin başlarında, tacına.
   Binbir gece masalı yaşanır bir gecede
   Musikide,ahenkte,güftelerde,hecede...
   Gönlün rüyetindedir Küçüksu, Beylerbeyi
   Boğaz’ın incileri her semti, Çengelköy’ü;
   Büyükdere,Yeniköy,Bebek,Beykoz,Beşiktaş…
   Yalıları, Boğaz’la denizle olmuş sırdaş.
   Sanırsın okşamıştır Hızır’ın kutsal eli,
   Peş peşe inci olmuş Paşabahçe, Kuleli…
  
   Hayallerin dalıp da kaybolduğu Boğaz’da
   Titreşir nağmeleri musikilerde, sazda…
   Gece mehtap yıkanır, mehtapla uyur sular
   Bir rüya âlemine kucak açar uykular

   Hissin, hisleri, azat ettiği mekândayız
   Deryada mı,yerde mi,gökte mi,yakandayız?