Cehennem
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Cehennem, çeşitli inançlarda ölüm sonrası ceza çekilen ateşli bir yer olarak gösterilir. Cehennemde kalma süresi inanca göre değişiklik gösterebilir. Cehennemde günah borcu ödeninceye kadar kalınıp sonra tekrar cennete gidilebilir. Ancak, cehennem bazıları için sonsuza dek ateşte yanmak anlamına gelir.
Konu başlıkları |
[değiştir] İslam'da Cehennem
- Bu konuda daha detaylı bilgi için İslam'da cehennem maddesine bakınız.
Cehennem; İslam dininde, ahiretteki bir azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancında kafir (inanç esaslarından bir veye daha fazlasına inkar eden), müşrik (Tanrı'nın birliğine inanmayan) ve münafık (müslüman gibi görünüp İslam'a inanmayan) olan kişiler öldükten sonra, ahirette, sonsuza kadar cehennemde kalacak ve azap göreceklerdir. Ayrıca, günah işlemiş müslüman kimseler de günahları ölçüsünde cehennemde kalacak ve cezalandırılacaktırlar.
[değiştir] Musevilik'te Cehennem
Jewish Encyclopedia Musevi inancını şu şekilde açıklar: Dünyanın sonu geldiğinde insanların ruhunun üç çeşidi olacak:
- "Bunlardan, doğrular hemen sonsuz yaşama yazılacaklar,
- Kötüler cehennem için yazılacaklar; fakat,
- İyi ve kötü tarafı terazide dengede olanlar önce cehenneme gidecekler. Bunlar cehennemde temizlendikten sonra oradan çıkarılacaklardır."
İsa'nın yaşadığı dönemde Museviler, birisi öldüğünde ruhunun Gehenna'da işkence çektiğine inanıyorlardı. Buna karşın Encyclopedia Judaica ise şunları söylemektedir: "Kutsal Yazılarda ölüm sonrasında Gehenna'yla ilgili düşüncelerin hiç bir dayanağı yoktur."
[değiştir] Hristiyanlık'ta Cehennem
- Katolik inancına göre Hölle, Hell,
- Tanrı tarafından oraya atılanların sonsuz bir keder içinde bulunduğu yer,
- Protestan inancına göre Hölle, Hell,
- Kötülerin gelecekte cezalandırıldığı bir yer,
Hristiyanlık'ta cehennem için kullanılan bazı sözcükler şunlardır: Hell, Hölle, İnferno, Fegefeuer (Fegefeuer: Silip süpüren ateş – Almanca) Cehennem inancı yüzyıllardır Hristiyanlık'ta ateşli bir yer olarak kabul görmüştür. Günümüzde ise bazı Hristiyanlık çevrelerinde, bu inancın Kutsal Yazılarda dayanak bulmadığına ilişkin farklı yorumlar da vardır.
Vatikan'ın resmi inancının bir kısmı olarak kabul ettiği “Fatima'nın üç sırrı”nda cehennemle ilgili bir görüm (vizyon) anlatılır. 13 Mayıs 1917'de “Meryem Ana” o zamanlar Cova de Iria'da (Lizbon-Portekiz) çobanlık yapan Yacinta, Francisco ve Lucia adlı üç Portekiz'li çocuğa ilk defa ışıklar içinde göründüğünde, onlara her ayın 13'ünde tekrar o yere gelmelerini söyler. Ve 3. kez göründüğü 13 Temmuz 1917'de bu çocuklara bazı sırlarla dolu açıklamalarda bulunur. Her buluşmanın sonunda “Meryem Ana” şu tembihte bulunur: “Her gün tespih duası edin.” Rahibe Lucia, Vatikan tarafından kendisiyle bu sırlar hakkında konuşturulmak üzere görevlendirilen Leiria-Fatima rahibine bunlar hakkında açıklamalarda bulunur. Rahibe Lucia'nın cehennemle ilgili anlattığı görüm şöyledir:
- “Bizim Sevgili Hanımımız, bize Dünya'nın derinliklerinde olduğu görülen büyük bir ateş denizi gösterdi. Bu ateşin içinde şeytanları ve insanların ruhlarını, saydam siyah ya da kahverengi, insan şeklinde yanan kömürler olarak gördük. Bunlar ateşin içinde oraya buraya gidip, içinden dumanlar çıkan alevler tarafından yukarı fırlatıldılar. Birisini, bu gördükleri karşısında dehşetten titretecek ve kanını dondurtacak şekilde, bunlar acı feryatlar ve ümitsizlik çığlıkları altında dengeleri ve ağırlıkları olmaksızın, muazzam büyüklükteki alevler içinde kıvılcımlar gibi bütün her yöne doğru düştüler. Şeytanlar korkunç ve ürpertici iğrenç, bilinmeyen hayvanlar şeklinde görünüyorlardı, hem de ayrıca saydam ve siyahtılar.”
- “Bu görüm bir an için sürdü. Göksel annemize şükürler olsun ki, bize (ilk göründüğünde) bizi göğe (cennete) götüreceğine söz vermişti. Öyle olmasaydı, sanırım korkudan ve dehşetten ölürdük. Bakışlarımızı, sevgili hanımımıza doğru kaldırdığımızda, tam bir iyilik ve hüzünle konuştu: - Zavallı günahkarların ruhlarının gidecekleri cehennemi gördünüz. Tanrı onları kurtarmak için, benim lekesiz kalbimi Dünya'da anmak üzere bir kutlama töreni oluşturmanızı istiyor. Size söylediğim yapılırsa, birçok insanın ruhu kurtulacak ve barış olacak.”
Buradaki resimler cehennemin çeşitli katmanlarını göstermektedir. Cehennemdeki işkenceler çok çeşitlidir. Bazı işkenceler insanların kaynar kazanlara atılarak yakıldığını bazıları da çeşitli işkence aletleri kullanılarak cehennemliklere işkence edildiğini anlatır.
Bu resimlerde sergilenen cehennem anlayışı, orta çağdaki hristiyanlık düşüncesini derinden etkileyerek, kafir olarak adlandırılan kişilerin benzer işkencelere tabi tutulması gerektiğini düşündürtmüştür. Bunun sonucunda yaklaşık yüz bin kadar kadın, cadı oldukları gerekçesiyle direklere bağlanıp yakılmıştır. Ayrıca orta çağdaki engizisyonda (Engizisyon: Peşine düş, yakala, işkence et, öldür.) birçok çeşitli işkence aletleri kiliseler tarafından icat edilmiş ve kafir olarak adlandırılanlara karşı uygulanmıştır. Bu aletler bugün Avrupa'daki bazı müzelerde sergilenmektedir. Bu müzelerden biri Almanya'nın Rüdesheim şehrinde bulunmaktadır.
[değiştir] Kitabı Mukaddes'te Cehennem
- Bu konu, Kitabı Mukaddes'te cehennem maddesinde daha detaylı olarak incelenmiştir.
- Cehennem
- Ge-Hinnom : Hinnom Vadisi,
- Ge-Ben-Hinnom : Hinnom Oğlu Vadisi
- Cehennem sözcüğü İbranice'deki Ge-Hinnom sözcüğünden gelir. “Ge” sözcüğünün anlamı “Vadi”dir. "Hinnom" sözcüğü ise isim olduğundan "Hinnom”dur. Buna göre Ge-Hinnom sözcüğünün karşılığı “Hinnom Vadisi”dir. Ge-Hinnom, Ge-Ben-Hinnom'un kısaltılmış şeklidir.
- Hinnom Vadisi'nin bulunduğu yer coğrafi olarak Kudüs'ün güney ve güney batısıdır.
[değiştir] İsrail Krallığı'nda İnsanlar Çocuklarını Baal ve Molek İçin Yaktılar
Hinnom Vadisi eski devirlerde İsrail Krallığı'ndaki insanların çocuklarını Molek adı verilen bir puta kurban olarak sundukları bir yerdi. İsrail Krallığı'ndaki bazı kişiler kendi çocuklarını canlı olarak bu putun ortasındaki ateşe atıyorlardı. İsrail Krallığın'daki bu tür kişiler kendilerine verilen Tanrı'nın emirlerinin aksine davranarak, diğer ulusların yaptıkları bu putperest tapınma biçimini benimseyip uygulamışlardı. Yeremya 32: 35'te şunlar kayıtlıdır:
- Ben-Hinnom Vadisi'nde ilah Molek'e sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Baal'ın tapınma yerlerini kurdular. Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne aklımdan geçirdim. (1)
Buradaki sözlerden anlaşılacağı gibi o devirlerde çocuklarını canlı olarak ateşte kurban etmek sahte tapınmanın diğer uygulamalarının sadece bir kısmıydı. Ayrıca ayetler bunları bildirirken Tanrı'nın bu gibi şeyleri nasıl gördüğünü de anlatmaktadır. Tanrı'nın gözünde, İsrail Krallığı'ndaki bu insanların çocuklarını ateşe atarak Baal ve Molek gibi put tanrılara kurban olarak sunmaları iğrenç bir şeydi. Hem de o kadar iğrenç şeylerdi ki; Tanrı böyle şeyleri aklından bile geçirmediğini söylemektedir.
İsrail krallarından bir başkası olan kral Yoşiya ise diğerlerinin aksine bu uygulamaya bir son verdi. Bunu yaparak başkalarının bu bölgeyi artık sahte tapınma amaçlı olarak kullanarak, çocuklarını kurban olarak sunmalarına engel olmaya çalıştı. Krallar 23: 10'da şu bilgiler veriliyor:
- Yoşiya, kimse oğlunu ya da kızını ilah Molek için ateşte kurban etmesin diye, Ben-Hinnom Vadisi'ndeki Tofet'i kirletti.(1)
[değiştir] İsa'nın Günlerindeki Hinnom Vadisi
Daha sonra bu yer, şehrin çöplüğü olarak kullanılmaya başlandı; ve burası zamanla, ağır suç işlemiş kişilerin cesetlerinin, hayvan ölüsünün ve ayrıca her çeşit çöpün atıldığı bir yer durumuna geldi. Ve insanlar bu çöplerin yığılmasını önlemek için bunları yaktılar ve kükürt atarak ateşin devamını sağladılar. Tıpkı günümüzde de çöplerin yakılması gibi. Burası artık insanların canlı olarak putlara kurban olarak yakıldığı bir yer olmaktan çıkıp sadece gömülmeye değer bulunmayan kişilerin cesetlerinin atıldığı bir yer olarak kullanıldı. İsa'nın Ge-Hinnom sözcüğünü kullandığı dönemde de Hinnom Vadisi aynı bu amaçla kullanılan bir çöplüktü.
İsa, kendi yaşadığı dönemdeki Yahudi din adamları için şu sözleri kullanmıştı. İsa'nın onlara söylediği bu sözler Hinnom Vadisi'yle ilgili bir yargıyı içerir. İsa'nın kullandığı bu sözlerden bazı kısımlar şöyledir: Matta 23: 13-15, 33:
- Vay halinize yazıcılar ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Çünkü göklerin krallığının kapısını insanlara kapatıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyorsunuz, ne de girmeye çalışanları bırakıyorsunuz. - Vay halinize yazıcılar ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Çünkü siz birine inancınızı benimsetmek için denizler karalar aşarsınız. O kişi sizden biri olduğunda ise onu Hinnom Vadisine atılacak hale getirirsiniz; hem de kendinizden iki kat beter ederek. (2)
- Ey yılanlar, ey engerekler soyu Hinnom Vadisi cezasından nasıl kaçacaksınız? (2)
İsa'nın sözlerini anlamak için, onun hakkındaki şu sözleri göz önünde bulundurmak gereklidir. Markos 4: 33-34:
- Böylece birçok örnekle, Tanrı'nın sözünü onlara anlayabildikleri ölçüde anlatırdı. Gerçekten de onlarla örnek vermeden konuşmazdı, fakat kendi öğrencilerine her şeyi ayrıca açıklardı.(2)
Bu sözlere göre İsa'nın söylediği her söz maddi-harfi anlamda değildir. Örneklemeler kullandığı için mecazi olabilmektedir.
[değiştir] Ateş - Yok Etmek İçin Kullanılan Bir Simge
Ancak İsa'nın şu sözleri Hinnom Vadisi'yle ilgili daha doğru bir anlayış kazanmaya yardım eder. Matta 10: 28:
- Sizi öldürmeye gücü yeten fakat hayattan yoksun bırakmaya gücü olmayanlardan korkmayın, asıl sizi Hinnom Vadisinde tamamen yok edebilecek olandan korkun. (2)
İsa, “Sizi öldürmeye gücü yeten fakat hayattan yoksun bırakmaya gücü olmayanlardan korkmayın, asıl sizi Hinnom Vadisinde tamamen yok edebilecek olandan korkun.” diyerek, Hinnom Vadisi'nin bir daha dirilmenin mümkün olmadığı bir yer olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle Tanrı bir kişiyi “Hinnom Vadisinde tamamen yok edebilecek”tir. Demek ki, Hinnom Vadisi tamamen yok edilmeyle ilgili olarak kullanılmaktadır. Aksi takdirde Hinnom Vadisi'nde birisi yaşayıp acı çekiyorsa bu onun tamamen yok edilmediği demek olur.
Aşağıdaki ayetler Hinnom Vadisi'ne gidecek şeyleri ve kişileri gösterir. Vahiy bölümünde, soyut kavramlar olan ve bir durumu gösteren ölüm ve ölüler diyarı ile, adı yaşam kitabına yazılmamış somut varlıklar olan insanların aynı yere atılacakları gösteriliyor. Soyut ve somut kavramların buradaki ortak özelliği ikisinin de yok edilecek olmalarıdır. Vahiy 20: 13-15 şunlar yazılıdır:
- Deniz kendisinde bulunan ölüleri geri verdi. Ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde bulunan ölüleri geri verdiler (...). Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. Bu ateş gölü, ikinci ölümdür. Ayrıca, adı hayat kitabında yazılı bulunmayan kim varsa ateş gölüne atıldı. (2)
Ayet, “İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür.” diyerek bunu açık bir şekilde göstermektedir. İkinci ölüm varlıktan silinmeyi ifade etmektedir. Matta 25: 41 ve 46 bunu daha açık bir dille gösterir:
- Siz ey lanetliler, benden uzak durun, İblis ve melekleri için hazırlanmış sonsuz ateşe gidin. (2)
- Bunun üzerine kral onlara şöyle diyecek: (...) Bunlar sonsuz ölüme, fakat doğru kişiler sonsuz yaşama gidecekler. (2)
Burada da gene sonsuz ateş ifadesinin sonsuz ölüm ifadesiyle eşleştirildiğini görmekteyiz. Tersi durum olarak ise sonsuz yaşam ifadesi geçmektedir.
[değiştir] Tanrı'nın Aklından Geçmeyen Bir Düşünce
Açıkçası, Kutsal Metin Hinnom Vadisi'ni ateşli bir işkence yeri olarak göstermemektedir. Tanrı'nın böyle bir şeyi iğrenç bulduğunu alıntılar göstermektedir. Ayrıca Tanrı, böyle bir şeyi yapmayı İsraillilere ne buyurduğunu ne de aklından geçirdiğini söylemektedir. Tanrı'nın bir şeyi yaratması için onu aklından geçirmesi gerekir. Cehennemin işkence çekilen ateşli bir yer olduğu düşünüldüğünde akla şu gibi sorular gelebilecektir: Tanrı sevgi ve merhamet dolu olduğuna göre, insanlara böyle bir işkenceyi uygun görebilir mi? Örneğin bir babanın oğlu ıslah olmaz derecede kötü ise, bu baba çocuğunu sobaya atarak mı cezalandırır? Aslında insanlar hayvanlara bile böyle cezaları uygun görmezler.
Bir anne ve baba doğacak çocukları için önceden hazırlık yaparlar ve giysi, beşik gibi şeyleri hazırlarlar. Ama hiç bir ana-baba, çocuğum ilerde ıslah olmazsa ben onu şurada cezalandırırım diye, evin bir köşesine fırın hazırlamaz. Aynı şekilde Tanrı, önceden hazırlık yaparak, Âdem'le Havva'yı Aden Bahçesi'ne yerleştirdi. Acaba Tanrı fırından daha kızgın bir cezalandırma yerini ne zaman hazırlamıştır? Kutsal Metin, Tanrı için şu sözleri söyler: “Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne aklımdan geçirdim.” Ama aşağıdaki ayetler birilerinin - cinlerin - aklından geçtiğini göstermektedir. Mezmurlar 106: 36-39:
- Putlarına taptılar, Bu da onlara tuzak oldu Oğullarını, kızlarını Cinlere kurban ettiler Kenan putlarına kurban olsun diye Oğullarının, kızlarının kanını, Suçsuzların kanını döktüler; Ülke onların kanıyla kirlendi. Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar, Vefasız duruma düştüler töreleriyle. RAB'bin öfkesi parladı halkına karşı, Tiksindi kendi halkından. (1)
Öyleyse, Kutsal Metin'e göre Ge-Hinnom'un ateşli bir yer olması, Tanrı'nın iğrenç bulduğu ve aklından geçmediği bir kavramdır.
- Not: Eski İsrail Krallığı'nda İsrailliler ve İsrailli olmayan karışık bir halk yaşıyordu. Bunların bir kısmı, İsrailliler Mısır'dan çıktıklarında onlarla birlikte eski Mısır'dan çıkan karışık çok halktı.
[değiştir] Kaynakça
- (1) Kitabı Mukaddes Şirketi, Kutsal Kitap
- (2) Kule Kitapları Tic. Ltd. Şti., Kutsal Metinler - İncil